biliyorsunuz ülkemizde sırf babasından kalan ölüm aylığını alabilmek için boşanan kadınlarımız mevcut. bunlar da tek tük değil hem de. milliyet gazetesinin haberine göre SGK denetmenlerince basılan evlerde ülke çapında toplamda 8000 boşanmış ama birlikte yaşayan çift tespit edilmiş. tabi yakalananlar bundan sonra ölüm aylığından mahrum bırakılacağı gibi, o ana kadar SGK’ca verilen bütün ölüm aylıklarının faizi ile birlikte geri istenebilmesi mümkün. hatta savcılar isterlerse bu fiilleri dolandırıcılık vs gibi suçlar kapsamında değerlendirip ilgililer hakkında hapis cezalarına bile hükmedebilirler.
işin “devleti kandırma” kısmının ne kadar etik olduğu tartışılabilirse de insanların evlenmeden birlikte yaşayıp yaşamadığı devleti ilgilendiren bir husus değil. kaldı ki hiç bir mevzuat hükmü yok ki aynı evde yaşayan kimselerin evlenmek zorunda olduklarını, evlenmeyenlerin ise cezai yaptırıma maruz bırakılmasını öngören. aksine devletin “aynı evde yaşıyorsunuz ama boşanmışsınız, bu sebeple devleti kandırıyor ve suç işliyorsunuz” demesi Anayasaya ve AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) aykırı. nitekim henüz sonuçlanmasalar da ülke çapında buna ilişkin devlet (SGK) aleyhine açılmış davalar da mevcut.
gelelim vatandaşların bu ölüm aylığını almak için boşanmalarının etik olup olmadığına. bu durum etik değil bunu en baştan itiraf edeyim/kabul edelim. fakat devlete karşı etik olmayan bir fiilin icrasında bütün suçu vatandaşa atmak, bütün sorumluluğu vatandaşın üzerine yıkmak ne kadar makul? devlet vatandaşlarını böyle bir yolsuzluğa itiyorsa asıl ayıp kimin? devlet tarafından yüksek vergilerle yoksulluğa itilmiş kimselerin aç kalma pahasına etik davranmasını beklemek ne kadar doğru? önce bu sorulara vicdanen cevap verilsin sonra bu işin etik olup olmadığını tartışalım.
bir avukat olarak benim önerim, hiçbir zaman legal olmayanı önermek olmamalı, biliyorsunuz. bu sebeple “bu aylıktan faydalanabilmek için eşlerinizi boşayabilirsiniz” demem mümkün olmasa da hali hazırda boşanmış olanlara veyahut boşanacak olanlara da haklarını söylemem de bir sakınca olmamalı. umarım gelmez ama devlet bütün enerjisini çocuk gelinler, imam nikahları üzerine değil de sizin üzerinize yoğunlaştırırsa hakkınızı aramaktan da çekinmeyin lütfen.