Dünkü yazımızda, geçtiğimiz hafta görülen ve Samandağı ilgilendiren 2 önemli davaya genel hatlarıyla değinmiştik. Bugünkü yazımızda ise bu davalardan Ayna Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ümit SAĞALTICI’nın davasının son celsesindeki savunmamızın dayanağı olan “Takvim” hadisesine değineceğiz.
2018 yılı takvimlerinin basımı için Samandağ Belediyesi “doğrudan temin” usulü ile alım gerçekleştirmiştir. Ümit SAĞALTICI aynı zamanda matbaacılıkla uğraştığından ne olup bildiğini merak etmiş, eşinin yardımıyla bu alımların detayları ancak BİMER’den öğrenilmiştir. BİMER’e Belediyece verilen cevapta, 26.000 adet 33×48 ebatında 200 gr kuşe renkli ofset baskı 4 yapraklı takvimin, KDV hariç 50.700 TL’ye (KDV dahil 59.826 TL) mal edildiği belirtilmiştir.
En heyacanlı yerinde araya girerek işin hukuki boyutu hakkında, meselenin teknik olması sebebiyle açıklama yapma gereği duyuyorum. Söz konusu “doğrudan temin”, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinin (d) bendi uyarınca yapılmıştır. Bu bentin atıfta bulunduğu doğrudan temin ile ihale arasındaki parasal sınır, 21/1/2017 tarihli 29955 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/1 nolu Kamu İhale Tebliği uyarınca 58.555 TL(KDV hariç)’tir. Görüldüğü üzere Samandağ Belediyesince yapılan doğrudan temin işlemi, parasal sınıra oldukça yakındır. Bu parasal sınır aşılsaydı, takvimlerin basımı için ihale açılacaktı, onu da belirtelim hemen.
Peki gerçek maliyet nedir? Zaten matbaa işiyle de uğraşan Ümit SAĞALTICI, bu işin maliyeti konusunda bilgi sahibidir. Ancak işbu davanın tarafı olması sebebiyle maliyeti kendimiz söylemek yerine, çeşitli matbaalardan alınan fiyat tekliflerini mahkeme dosyasına sunmak istedik.* Alınan tekliflerin tamamı gramaj hariç, Belediyenin BİMER’e bildirmiş olduğu özelliklerle bağdaşmaktadır. Ancak gramaj Belediyenin belirttiği gibi 200 gr üzerinden değil, 170 gr üzerinden hesaplanmıştır. Zira görüşülen matbaaların tamamı 200 gr’lık takvim kağıdı kullanılmadığını belirtmişlerdir. İyi haber şu ki; tespit edildiği üzere, Belediyece basılan işbu takvim de zaten BİMERE’e verilen cevapta olduğu gibi 200 gr değil 170 gr’dir. Kuvvetle muhtemel BİMER’e yanlışlıkla 200 gr olarak bildirilmiş olabilir, bilemiyoruz günah almayalım. Velhasıl, alınan fiyat teklifleri ile Belediyenin ortaya çıkardığı maaliyet kıyaslandığında işin oldukça pahallıya mal edildiği gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır.
Buna rağmen yolsuzluk yapılmıştır diyememekteyiz, zira bu ancak mahkemelerin karar verebileceği ağırlıkta bir ithamdır. Ancak rakamların şaibeli bir duruma işaret etmediğini de iddia edemeyiz. Peki neden bu konuya mahkemede değinme gereği duyduk? İzah için davayı anlatmaya geri dönelim.
Ümit SAĞALTICI hakkında “şikayet” sonucu açılan hakaret davasında, kaleme aldığı bir yazı içerisindeki bazı söylemler vurgulanmıştır. Bunlardan biri de Sayın Başkana ithafen söylenen“…Samandağ halkının malının mülkünün üstüne çöreklendiğinizin…” söylemidir. İşte bu ağır sayılabilecek söylemin; haklı sayılabilecek bazı şüpheli durumların varlığına dikkat çekmek, aslında boş bir karalamadan ibaret olmadığını ve hakaret amacından ziyade şaibeli rakamlar dolayısıyla şüphe çekmekte haksız olmayan bir durumun vurucu bir izahı olduğunu vurgulamak adına söylendiğini mahkeme huzurunda ispat edebilmek adına değinme gereğinde bulunduk.
Zira Sayın Başkan’ın şikayet dilekçesinde de; “…hiç bir itibar edilebilir bilgi, belge yahut delil paylaşmadan ilçe belediye başkanı yolsuzlukla suçlanmış ve küçük düşürülmeye çalışılmıştır…” denmek suretiyle bizden talep edilen tam olarak buydu, belgeler ve delillerle söylemlerimizin haksız olmadığını ortaya koymamız. Biz de tam olarak istenileni yerine getirmeye çalıştık.
Peki bu durumu neden mahkeme duvarlarına hapsetmedik ve bugün buradan Samandağ halkıyla paylaşıyoruz? Bakın naçizane bir basın emekçisi kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim; basının hiç bir kurum ya da kişiyle bir alıp veremediği yoktur, kimseye zarar verme amacı gütmez. Ancak birilerinin zararına bile olsa; toplum menfaatinin gerektirdiği konularda bildiğini paylaşmak, yanlış bulduğunu (sert söylemler dahi kullanarak) eleştirmek basının temel görevidir. İşte bugün bu yazıda tam da bu sebeple takvim vakasına değiniyoruz. Yoksa kimseye bir düşmanlığımız yok…
Yönetenlerle yönetilenlerin karşı karşıya gelmediği, herkesin işini layıkıyla yaptığı ve yapabildiği bir Samandağ dileklerimle…
*Söz konusu fiyat teklifleri sadece mahkemeyle paylaşılmış olup, başka kimseleri zor durumda bırakmamak adına burada paylaşılmamıştır.