30 Ağustos 2017 – CHP ve FETÖ

Adli tatil ve Bayram izni sağolsun, uzun zamandır görüşemediğim bir tanıdıkla görüşüp uzun uzun sohbet etme fırsatı buldum. Kendisi AKP’li olup, küçük büyük farketmeksizin teşkilatın her kadrosunda görev almış, ilk siyaset deneyimini bu partide yaşamış biri. Konumunu söyleyemesem de şu an parti içerisinde etkin sayılabilecek bir pozisyonda, yerel düzeyde de olsa sözü geçen biri.

Lafı fazla uzatmadan, sadede geleyim hemen. İşte bu arkadaşla oturup uzun uzun yakın siyasi tarihimizi konuştuk. Sağolsun kendi sayesinde, bir CHP’li olarak dışarıdan hatta tam olarak karşıdan nasıl algılandığımızı görebildiğim gibi; 15 Temmuz ve sonrasındaki sürece ilişkin bir çok yeni şey öğrendim. Özetle bir AKP’li gözünden bütün olan biteni görme şansım oldu.

Hani bizim duydukça deliye döndüğümüz “CHP FETÖ’yü destekliyor”, “CHP FETÖ’nün yanında yer almıştır”, “15 Temmuz’a uzanan süreçte en büyük pay CHP’nindir” gibi enterasan ifadeler, aslında parti tabanında makul gerekçelere oturtulmuş vaziyette. FETÖ’nün AKP’ye karşı taarruza geçtiği MİT krizinden, (hani şu PKK ile devlet düzeyinde müzakerelerin sızdırıldığı) 17-25 Aralık olaylarına; MİT tırları vakasından, 15 Temmuza ve sonrasına ilişkin herşeyde CHP’nin parmağı olduğu açık açık iddia ediliyor. Şöyle ki bütün bu olaylar esnasında; AKP’nin sadece FETÖ ile değil aynı zamanda CHP ile de mücadele ettiğine, CHP’nin FETÖ tarafından ortaya çıkarılan ses kayıtları ve sızdırılan belgelerle AKP’nin üzerine gittiğine dolayısıyla partinin ve hükümetin yıpranmasına (kendi deyimleriyle darbe girişimlerine) sebep olduğuna, FETÖ’nün bir Amerikan (CIA) projesi olduğunu göremeyip Türkiye üzerinde oynanan büyük oyunlara karşı AKP ile ittifak yapmak yerine, küçük siyasi hesaplar uğruna (küçük dediği de iktidar olma mücadelesi) ülkeyi yıprattığına yani bütün bu yaşananlara CHP’nin doğrudan sebep olmasa da katıkısının büyük olduğuna inanılmakta. Aslında böyle bakınca çok da haksız görünülmüyor gibi geliyor, evet.

Ama bu sonuçlara ulaşılmada gidilen yol doğru olsa da başlangıç noktası yanlış. “Önceleri Hocaefendi hazretleri dediğiniz FETÖ ile boy boy resimleriniz, videolarınız var” demek, “Cemaat sizle iktidarı paylaşamayıp malum olayları gerçekleştirene kadar kolkolaydınız, hatta Ergenekon, Balyoz, OdaTV gibi şimdilerde hukuksuz olduğunu kabul ettiğiniz davalardaki hukuksuzluklara beraber imza attınız” demek, “Darbe girişime uzanan süreçte, bütün devlet kadrolarını FETÖ’ye siz peşkeş çektiniz demek” ne yazık ki parti tabanını etkileyemiyor. Çünkü onlar öncesinde zaten bir ittifakın olduğunu, bu ittifakın daha sonra bozulduğunu, kendi deyimleriyle “alnı secdeye değenler” tarafından kandırıldıklarını kabul ediyorlar.

Gelelim yanlış olan başlangıç noktasına. Evet 17-25 Aralıkta ve sonrasında sızdırılan tapeler CHP’nin elinde oyuncak oldu, MİT tırları vakasında sızdırılan görüntü ve belgeler CHP tarafından iktidarı yıpratmak için kullanıldı. Evet CHP ile FETÖ aynı silahlarla AKP’ye karşı -bilerek ya da bilmeyerek- savaş açtı. Ama şunu da sormak lazım: Bu kozlar kim tarafından verildi? Eğer Oslo ve Dolmabahçe görüşmeleri olmasaydı, MİT krizi patlak verecek miydi? Ya da MİT’e ait olduğu resmi kayıtlara kadar işleyen tırların içerisinde mühimmat bulunmasaydı, MİT Tırları vakası gerçekleşecek miydi? 17-25 Aralık soruşturmalarına ilişkin onlarca delilin işaret ettiği vakıalar olmasaydı, hediye kol saatleri, ayakkabı kutuları olmasaydı CHP AKP’nin üzerine gidebilecek miydi?

Yani sen yap, et; sonra birileri -hukuksuz da olsa- bunları önüne getirince “Bana darbe yapıyorsunuz” de. Ne yapacaktı CHP, “ayakkabı kutuları helal olsun, bunlar Siayey’in oyunu, ayık olmak lazım” mı diyecekti allah aşkına?

İşte bunları anlatmak gerekiyor vatandaşa. Yoksa muhalefet olduğu için FETÖcü damgası yedi bile çoktan CHP…