Savaşın sınırlarımızdan içeri sızdığı, gözlerin Suriye ve Irak sınırındaki operasyonlara çevrildiği, sosyal medyadan sürekli canlı bomba ihbarlarının yapıldığı sıkı bir haftayı geride bıraktık. Bu yoğun gündem içerisinde Anayasa Mahkemesi de tatile girmeden dershanelerin kapatılması ile ilgili iptal etmiş olduğu kanun hükümlerini hangi gerekçeler ile Anayasaya aykırı bulduğunu açıkladı. Gelin bu hafta kimimizin çocukları için önemli olan, kimimizin ekmek teknesi ve gelir kapısı olan dershanelerin neden kapatılmadığına, bundan sonra velilerin ve dershanecilerin ne yapması yahut yapmaması gerektiğine değinerek, kan kokan gündemden azıcık uzaklaşalım.
Konunun yoğun ve detaylı olması sebebiyle, 2 parça şeklinde ardarda 2 gün boyunca yayımlanacak yazımın bu parçasında; bugüne kadar nasıl gelindiği, kararın hukuki statüsünü ve etkisini değerlendirmeyi konuya en başından giriş yapabilmek adına gerekli gördüm. Yarın ise nelerin iptal edildiğinin, öğrencilerin, velilerin, dershanecilerin hatta sershane öğretmenlerinin neler yapıp yapmamaları gerektiğine, neler yapabileceklerine değineceğim.
Bilindiği üzere 2013’ün sonlarına doğru kulislerde tartışılmaya başlanan kapatılma süreci, 1 Mart 2014’de sadece AKP’li milletvekillerinin oyları ile çıkarılan 6528 sayılı kanun ile yasal zemine oturtuldu. Dönüştürülme, aksi hade kapatılmayı zorunlu kılan yasa; başta öğrenciler olmak üzere, dershanecilerin, dershanelerde görev alan öğretmenlerin ve nihayetinde de velilerin karşı çıkmaları sebebiyle dönemin ana muhalefet partisi CHP tarafından Anayasa Mahkemesine iptal istemiyle taşındı.
Anayasa Mahkemesince iptal kararın verildiği 13 Temmuz 2015’e kadar dönüşümlerini tamamlayan dershanelerin sayısı dönüş(e)meyenlerden oldukça azdı. Ekmek teknelerini kapatmak zorunda kalan dershaneciler, işlerinden olan öğretmenler yetmezmiş gibi bir de yine dönüşemeyen dershaneler sebebiyle büyükşehir olmayan illerimizin bir çok küçük ilçesi dershanesiz kaldı. Dönüşebilen dershaneler ise basında yer alan iddialara göre fiyatlarını neredeyse 3 kata kadar arttırdılar. Bütün bunlar devam ederken, 2014 ve 2015 yıllarında yapılan Üniversite sınavlarında da birçok öğrenci “belirsiz” olan bir sonraki seneye kalmamak adına fazladan strese girdiler, belki de birçoğu sırf yerleşmek için istemedikleri üniversite veya bölümlerde okumak zorunda kaldılar.
Ve büyük gün gelip çattı; Anayasa Mahkemesi CHP’nin yapmış olduğu başvuruyu, kanunun tam anlamıyla uygulamaya girmesine neredeyse 1 buçuk ay kala değerlendirerek yapılan değişikliklerin nicelik olarak az ama yoğun bölümünü, Anayasayla güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere aykırı buldu. Gerekçeli karar da geçtiğimiz Cuma günü Resmi Gazetede yayımlandı.
Gerekçeli karar oldukça teknik olmakla birlikte; eğitimci olmadığımı, dershane ve sınavlardan yaklaşık 7 yıldır uzak bulunduğumu, bu sebeple hiç kimseyi yanlış yönlendirmemek adına elimden geldiğince “hukuki değerlendirmeler” ışığında mevcut durumu açıklamaya çalışacağım.
Kararın içeriğine girmeden değinmek istedim ilk hususu ise Anayasa Mahkemesinin, Anayasaya aykırı maddenin tamamını iptal etmek yerine, bazı maddelerden tırnak (“) işareti ile belirlenen kısımları iptal etmeyi tercih etmiş olmasıdır. Oysa Anayasının 153. maddesi “…Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. …” demek suretiyle bu yetkiyi kendisinden almıştır. Kanımca “sıhhatsiz” olan bu durumun uygulamada nasıl etkili olacağını, meclisin bu durumu nasıl değerlendireceğini önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Neler iptal edildi?, şimdiki durum ne? sorularından önce değinilmesi gereken ilk konu; iptal edilen değişikliklerin “eskilerini tekrar yürürlüğe sokup sokmayacağı” olmalı. Anayasa Hukukçuları tarafından da sürekli tartışılan; “eski kanun hükmünü değiştiren yeni kanun hükmünün iptalinin, eski hükmü tekrar uygulamaya sokup sokmayacağı” hususu, Anayasa Mahkemesince “yasama-yürütüme-yargının birbirinden bağımsız erkler olduğu, bu sebeple kendisinin Meclis yerine geçerek yürürlükten kalkmış bir kanunu veyahut hükmünü tekrar yürürlüğe sokma yetkisinin olmadığı” gerekçesiyle vermiş olduğu emsal kararlar uyarınca; oluşan yasa boşluklarının Meclisçe yeni kanun yapılmak suretiyle doldurulması gerekiyor. Yani “tamamen” iptal edilen maddelerin yerini eski maddeler almayacak. Fakat yukarıda belirttiğim üzere; “tırnaklanarak iptal edilen” kelimeler ise eski maddeleri eski halleriyle yeniden yürürlüğe sokacaktır.
O halde hangi maddeler iptal edildi, dönüşen dershaneler yola nasıl devam edecek, eski dershanesini yeniden işletmek isteyenler yada yeni dershane açmak isteyenler ne yapmalı? En önemlisi ise öğrencilerimiz ve velileri ne şekilde hareket etmeli, sorularının da cevabını yarın yine buradan vermeye çalışacağım.