Bu haftaki yazımın tamamını tek bir konuya ayıramayacak kadar çok şey birikti kafamda. Herşeye az az değinelim.
*
Biliyorsunuz, geçtiğimiz Cuma günü CHP meclis grubu 668 sayılı OHAL KHK’sının iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruda bulundu. AKP cephesi ise Anayasada yer alan hükmü hatırlatarak; OHAL KHK’larının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağını iddia etmekteler. Peki, gerçekten OHAL KHK’larının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulabilir mi?
Anayasamız açıkça “OHAL KHK’larının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağını” belirtmekte. Evet, OHAL KHK’larının iptali için Anayasa Mahkemesine iptal davası açılamamakta. Peki iptali istenen kanun metninin OHAL KHK’sı olup olmadığına kim karar veriyor? Belki de iktidar, alelade bir kanun metnini “sırf iptali istenemesin diye” OHAL KHK’sı olarak adlandırıyordur, olamaz mı? Eğer bu kanun metni OHAL KHK’sı değilse iptali mümkün olabilecektir. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi CHP’nin yapmış olduğu başvuruyu inceleyerek, iptali istenen OHAL KHK’sının Anayasadaki “OHAL KHK’sı olabilme şartlarını” (sadece OHAL süresince uygulanabilirlik ve dolayısıyla memuriyetten atma ve kanun maddesi değiştirememe) taşıyıp taşımadığını incelemeli, eğer sınırın aşıldığını tespit ederse iktidarca OHAL KHK’sı olarak adlandırılan kanun metnini iptal etmelidir.
*
Gelelim yakın zamanda gerçekleşeceği iddia edilen ikinci darbe girişimi iddialarına. İddiayı ortaya atan emekli albay oldukça medyatik bir isim. İddialarını dayandırdığı emareler kendi içerisinde tutarlı ve makul kabul edilebilir seviyede. Fakat bana sorarsanız iddia edildiği gibi Güneydoğu’nun ayaklandırılarak İngilizler tarafından işgali pek mümkün değil. Birleşmiş Milletlerin uygulayabileceği yaptırımlar, Türkiye-Rusya-İran yakınlaşmasının İngilizleri uzak tutacağı ortada. Böyle bir iddianın ortaya atılmasının sebebinin ise; vatandaşlar üzerindeki darbe olacağı korkusunu güçlü tutarak, iktidarca yapılan hukuksuzluklara göz yumulmasını sağlamak olduğunu düşünmekteyim. Umarım yanlış düşünmüyorumdur.
*
İkinci kere darbe olacağı söylentisinin yanı sıra, bir de Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin akabinde yandaş medyadan duyduğumuz “dış güçlerin sermaye güçleri vasıtasıyla gerçekleştireceği ekonomik darbe” iddiası var. Alın size kötüye giden ekonomi için gayet başarılı bir bahane! Kredi notumuzun düşürülmesinde hiç mi kabahatimiz yok peki? Onlarca şirkete FETÖcü olarak kabul edilip el konulması/kayyım atanması yabancı yatırımcıları ülkemize mi çekecekti peki? Bu tarz bir savunmayı daha önce defalarca gördük zaten iktidardan. Önce 17-25 Aralık için darbe girişimi dediler, sonra 15 Temmuz darbe girişiminde de mağduru oynadılar. Kardeş o zaman fırsat vermeyin şu aşşağılık dış güçlere de darbe yapamasınlar. Mesela ayakkabı kutularına, saatlere, sıfırlama muhabbetlerine dikkat edin de yolsuzluğu bahane ederek darbe yapamasınlar size karşı. Yine FETÖcüleri orduya, yargıya, bürokrasiye, istihbarata yerleştirmeyin de darbe yapamasınlar size.
*
Gelelim Türk Heyetinin New York çıkartmasına. New York’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı amacıyla Amerikaya giden heyetimiz, Cumhurbaşkanından First Lady’sine kadar “FETÖ’nün darb girişimine rağmen bu topraklarda yaşadığını” girdikleri her ortamda vurguladılar. Fakat asıl dikkat edilmesi gereken ayrıntı, ERDOĞAN önderliğindeki Türk heyetinin Amerikalı yatırımcı ve girişimcilerle yapmış olduğu toplantı.Bir tarafta Rockefeller, Rothschild ailelerinin temsilcileri öteki tarafta “ERDOĞAN’ı telekinezi ile öldürmeye çalışıyorlar” gibi uyduruk bir iddiada bulunan Yiğit BULUT’un da aralarında bulunduğu Türk heyeti. Yarın çocuklarımız çok gülmezler umarım bugünlerimize. Neyse, sermaya sahipleriyle Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan bu görüşmenin nedenleri ve ayrıntıları çok yakında ortaya çıkacaktır. Ama şimdiden ekonomimizin gidişatında sıkıntılar olduğu yorumu yapılabilir.
*
Son sözümü de görevlerinden alınan, tutuklanan yada hala görevinden alınıp tutuklanmamış ama korku içerisinde o günü bekleyen cemaat mensupları için söylemek istiyorum; ya şakirt kardeş, ne güzel vuruyordun kaşıkla maklubenin dibine hakimlik-savcılık sınavlarını, kpssleri, askeri okul mülakatlarını geçince…