Gündemsiz bir hafta geçiriyoruz. Haberlerde hep aynı şeyler; kar tatilleri, ertelenen maçlar, ne yazık ki artık alışıp duyarsızlaştığımız güneydoğudan gelen ölüm haberleri. Neyseki güzel haberler de oluyor ara ara. Komşumuz Suriyede, Rusya’nın da desteğiyle tekfirci teröristler ardarda mağlubiyetler alıp geri çekiliyorlar.
Henüz 26 yaşındayım ama kendimi bildiğimden beri, ne zaman bu ülkeye Amerikalı üst düzey bir yönetici gelse yada bizden üst düzey yöneticiler Amerikaya gitse; komşularımızda üzücü şeyler yaşanıyor. Şimdi de Amariga Başgan Yardımcısı Baydın ülkeyi ziyaret etti biliyorsunuz. Suriye, ülkedeki mülteci sorunu, güneydoğudaki terör olaylarının masaya yatırıldığı açıklanan toplantının görünen yüzü şimdilik bu. Arkaplanda nelerin konuşulduğunu ise zaman gösterecek. Komplo teorileri uydurmanın anlamı yok.
Pazartesi günü İsviçre-Cenevre’de yapılması planlanan Birleşmiş Milletler’in Suriye görüşmeleri ayın 29’una ertelendi biliyorsunuz. Dışişleri Bakanımızın açıklamasına göre; Riyadta toplanan teröre destek veren ülkelerce silahlandırılan muhaliflerin bir kısmının YPG’nin de görüşmelerde yer almasını istemelerinden kaynaklandığı belirtildi. Henüz BM’den ertelemenin gerekçesine ilişkin bir açıklama yapılmadı. Türkiye’nin “YPG varsa %40 temsiliyete sahip IŞİD neden yok?” vurgusu ses getirmişe benziyor. Oysa Baydın “PYD ile PKK’yı ayırmak gerek” demiş, zımnen de olsa PYD’nin görüşmelere katılmasına sıcak baktığını belli etmişti. Kim geri adım atacak merak ediyorum doğrusu.
Bu görüşmeye Suriyedeki meşru yönetim olan Esad hükümetinin de katılacağını belirtelim. Ayrıca Rusya ve Çin’in de BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olduklarını dolayısıyla olası bir konsey kararına ihtiyaç duyulması halinde veto ve hatta çifte veto (usulden red) haklarının bulunduğunu da hatırlatalım. Bu doğrultuda görüşmelerde tarafların neler talep edeceğini değerlendirelim. Amerika’nın başını çektiği Batı blokunun öncelikle Esad’sız geçişi masaya yatıracakları aşikar, muhalifler de -nedense- bu yönde talepte bulunacaklardır aynı şekilde. Rusya, Çin ve İranı’ın başını çektiği blok ise buna pek sıcak bakmadıklarını daha önceki söylemlerinde vurgulamışlardı. Büyük bir sürpriz olmazsa görüşmelerde de bu tavrı sergileyecekleri kanaatindeyim. Kısaca Esadsız geçiş kabul görmeyecek gibi görünüyor.
Peki bunun üzerine Batının hamlesi ne olacak? Bu sefer de Esadlı geçiş dönemi tartışılacak. İran’ın bu konuda tavrı net olsa da Rusya ve Çin’in bu konuda ne düşündükleri henüz belirsiz. Zira daha önceden Esad’ın olmazsa olmaz kırmızı çizgilerden olduğu vurgusu her iki ülke tarafından da yapılmadı.
Bu da olmazsa Batının bilinen 3. bir planı yok. Esad’ın gitmesi Batının kırmızı çizgisi, biliyorsunuz. Bu durumda ne olacağı ise belirsiz. Kuvvetle muhtemel görüşmelere ileri bir tarihte devam edilmek üzere ara verilecek. Yani herhangi bir sonuç çıkmayacak.
Hazır meşru Esad yönetimi ile teröre destek veren ülkelerce silahlandırılmış muhalif gruplar bir araya gelmişken acaba bir ateşkes çıkar mı derseniz, bilemiyorum. Muhaliflerin köşeye sıkıştıkları bir gerçek, onlar talep etmeseler bile terörü destekleyen bazı ülkelerin girişimiyle böyle birşeyin gerçekleşmesi düşük ihtimal de olsa mümkün.
Görüşmelerden bir netice çıkmaması halinde Esad yönetiminin hiçbir şey kaybetmeceği, aksine Rusya ve İran’ın askeri desteğiyle terör örgütlerini temizlemeye devam edecekleri aşikar. Çözüm daha çok muhaliflerin işine yarayacak gibi görünüyor.
Peki Türkiye bütün bu görüşmelerin neresinde? Şimdiye kadar Kıbrıs çıkartması haricinde hep Amerika’nın yanında duran ülkemizden aksini beklemek garip olur. TV’lerdeki “Katil Esed” söylemlerinden de anlayacağınız üzere Esadın gitmesi bizim içinde kırmızı çizgi. Fakat batıdan farklı olarak, Esadlı geçise sıcak bakılmadığını ve Esadsız geçiş konusunda ısrar edileceğini, bundan ise bir sonuç alınamayacağını düşünüyorum.
Tabi her ne kadar bir gün zikredilse de, görüşmelerin yapılıp yapılmayacağı bu yazıyı kaleme aldığım sırada belli değildi. YPG konusundaki ısrarımız ne şekilde neticelenecek, Uluslararası kamuoyunda herşeye rağmen ülkemizin ne kadar söz sahibi olduğunu açıkçası ben de merak ediyorum.
Sona yaklaştık, bekleyip görmekten başka bir yapabileceğimiz bir şey yok.
Okuyucularıma not: Gazetede herşeyi yazamıyoruz, biliyorsunuz. Burada yazamadıklarımı bloğumda yazıyorum, takip etmek isteyenler www.avalibeyaz.com/blog adresinden yazılarıma ulaşabilirler.