Bugün, Samandağ siyasi tarihi için önemli günlerden biri. Zira Samandağ halkını ilgilendiren 2 önemli mahkeme var bugün. İlki, daha önceden de bildiğiniz üzere ilçemizin özgür yayın yapan nadir gazetelerinden olan Samandağ Ayna Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü hakkında, Belediye Başkanımız Mithat NEHİR tarafından açılan “basın yoluyla hakaret” ceza davası. Diğeri ise 22 Tekebaşılı genç hakkında açılan “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Muhalefet” gerekçesiyle açılan ceza davası.
İlk dava malumunuz, hala devam etmekte. Bu celse önemli gelişmeler kaydedileceğini ya da belki de hüküm verilebileceğini söyleyebiliriz. İlginç gelişmeler yaşanacağı ise kesin, sürprizlere hazırlıklı olmakta fayda var. 22 genç hakkındaki dava ise henüz yeni ve şu sıralar oldukça gündemde. Davanın açıldığı ortaya çıktığında Sayın Başkan bu durumdan sorumlu tutulmuş, ancak daha sonra Belediyece herhangi bir şikayet yapılmadığı iddia edilmiş, hatta bu gençlere sahip çıkan açıklamalar yapılmıştı malumunuz. Bu suç şikayete bağlı bir suç değil, yani illa gidip birinin şikayetçi olması gerekmiyor. İhbar mekanizmasını harekete geçirerek de bu davanın açılması mümkün.
Yanlış anlaşılmasın, “belediye ihbar etmiştir” demiyorum kesinlikle ancak ne yazık ki “kesinlikle belediye de ihbar etmemiştir” de diyemiyoruz. Zira yakın bir zamanda yine Samandağı’nın gündemine oturacak 3. bir dava söz konusu olacak ve bu davada sevgili belediyemizin ihbar konusunda gösterdiği, “Samandağ Halkının yanında duruşu”nun samimi olup olmadığını göreceğiz. Biraz zamana ihtiyaç var sadece…
Diyelim ki belediyemiz samimi ve gerçekten de ihbarda bulunmamış bu hususta ki buna yürekten inanmak isteyenlerin başında geliyorum; fakat bu yürüyüşün başlamasına sebep olan Tekebaşındaki çok amaçlı salonun kapısına zincir vurulmasıyla bu yürüyüşe biz sebep olmadık diyebilirler mi? Takdir sizlerin…
Maksadımız bağı da bağcıyı da dövmek değil. Ancak halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kişi ya da kuruluşlarca sürekli şikayet edilmesi, OHAL’den yararlanılarak eleştirilemezlik zırhına bürünme, eleştirenlerin burnunu sürtme çabasının mazur görülebilir bir yanı yok. 70’li yıllarda basılan Çarşaf Mecmuasındanki hayvan figürleri üzerine çizilmiş Demirel, İnönü, Ecevit, Erbakan suretlerinden, bugüne gelinmesi gerçekten oldukça acı. Sanıyorum herkesin hukukun sopa olarak kullanılmaması gerektiğini anlaması ya da en azından uğraşmaya üşenmesi yani şikayet edip arkasına yaslanıp olanı biteni izlememesi gerekecek ki ilçemizde bu tarz davalar bir daha yaşanmasın.