Normal şartlar altında; mahalle futbol takımlarında bile çocuklardan birinin rakip takım kadrosuna alınması “satış” olarak değerlendirilirken, siyasette bunu “legal” olarak kabul edildiğini görürsünüz. Babanızın futbol takımından ayrıldığınız halde bile.
Normal şartlar altında; bir belediye başkanının, meydana dikilecek bir heykel için halkının fikrini alması olağanüstü demokratik bir tutumdur. Fakat çay bardağı heykeli mi yoksa Atatürk heykeli mi dikileceğini halka sormak istemesi demokrasinin çok ilerleyip artık gözden kaybolduğuna delalet eder.
Normal şartlar altında; tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı ile yaklaşık 1,5 ay sonra seçime girecek bir partinin (hem de Cumhurbaşkanının eski partisinin) liderinin ortak miting yapmaması gerekir. Oysa ülkemizde bunun bindirilmiş kıtaların yoğun katılımıyla gerçekleştiğine tanık olabilirsiniz.
Normal şartlar altında; miting ve gösteriler, halkın “elinde yönetme yetkisi bulunan” devlete (hükümete) sesini duyurma aracıdır. Fakat ülkemizde bizzat “elinde yönetme yetkisi bulunanlarca” gerçekleştirildiğinden, akıllarda “acaba kim tarafından yönetiliyoruz” sorusunun doğması muhtemeldir.
Normal şartlar altında; konuşsa da konuşmasa da 550 milletvekili seçilecek olduğu halde, bunların “yerli ve milli” olmasının istenmesi demokraside sipariş verilebildiğine işaret eder.
Normal şartlar altında; bir parti liderinin “emanetçi parti lideri olmadığını”, “yönlendirilebilen bir devlet adamı” olmadığını söylemesi; kendisi hakkındaki bu iddiaların ya kendisince ciddiye alındığını yada gerçekten öyle olduğunu gösterir. Ülkemizde ise bu söz utanılmadan övünülecek bir sözmüş gibi gazetelere manşet edilebilir.
Normal şartlar altında; “çalmadığının ve çalmayacağının” karinesi olarak kızının işe otobüsle gittiğini beyan eden bir parti liderinin, “kızına araba alamayan adama ülke mi emanet edilir?” denilerek eleştirilmemesi gerekir. Özellikle bu eleştirilerin işe bırakın arabayı gemilerle gidenleri destekleyenler tarafından yapılması yüzsüzlük değil de nedir?
Normal şartlar altında; dolar birazcık kıpırdadığında yazar kasa parçalayan zihniyetin dolar tarihi rekor kırdığında kendini parçalaması gerekir. Oysa bizde müzikli teröre lanet mitinglerinin yapıldığını görebilirsininiz.
Normal şartlar altında; tokalaşmak için bile yanına zor yaklaşabileceğiniz “riskli iller” kategorisindeki bir ilde görev yapan kaymakamın yanındaki devasa kameranın farkedilmesi gerekir. Oysa bizde, ailesine oğullarının şehit olduğu haberi verilirken küçücük eve profesyonel kameralarla girildikten sonra; halkın tepkisi üzerine “farketmemişiz” açıklaması yapılması yeterli görülebilir.
Normal şartlar altında; her fırsatta ülkeninin en az %40’nın temsilcisi olduğunu iddia eden bir partinin gençlik örgütünün liderinin YGS sınavında sosyal bilgilerden 4 doğru 35 yanlış, türkçeden ise 14 doğru 26 yanlış yapmaması gerekir.
Normal şartlar altında; büyük Avrupa ülkeleri bütün dünyaya “şu kadar Suriyeli mülteci daha alacağız” diye açıklama yaptıktan sonra, kendisinden kaçılan ülkenin “kendisinden ayrılmak isteyen sevgilisini bırakmayan erkek/kız arkadaş triplerine” girmemesi gerekir. Biz de ise yetkililerin, “herşey eskisi gibi olacak, bana bir şans daha ver güzelim” tarzı beyanlarını basın açıklamaları eşliğinde duyabilirsiniz.
Ve yine normal şartlar altında; sarayın içinden olduğunu iddia eden, söyledikleri çoğu zaman gerçekleşen ve muhattaplarınca asla yalanlanamayan bir twitter fenomeninin “mağduriyet adına kendi mitinglerini havaya uçuracaklar” ve “seçsis sistemini kurcalayacaklar” minvalindeki iddialarının diğer partilerce gereğinden fazla ciddiye alınması gerekir.
Sayın okurlar; Normal Şartlar Altında başlıklı yazılarım; “ardarda devam eden yazı dizisi” niteliğinde olmayıp “ara ara halkın hafızası olma” amacıyla kaleme alıncaktır.