22 Kasım 2017 – Suç ve Reza

Babek ZENCANİ… Vatansever işadamımız Reza’nın İranlı ortağı… Geçtiğimiz sene İran tarafından, ABD kendilerine müdahale edemesin diye yargılandı ve idama mahkum edildi. Kendisi ile iş birliği yapan dönemin başkan yardımcısı da bundan nasibini aldı, yargılandı ve mahkum edildi. Biz ne yaptık? Devasa Türk bayrakları önünde TV’ye çıkararak, üst kademedeki ağızlarla kendisine iltifatlar yağdırarak kendisini akladık. O da gitti bülbül gibi şokiyır şu an maşallah ABD’de.

Başına çuval geçirilen askerlerimiz için nota vermeyen hükümetin, bugün neden ABD’ye Reza için bir kaç gün içerisinde 2 defa nota verdiği, ABD’deki yargılamanın 17-25 Aralık olaylarına nasıl uzanacağı, ekonominin bundan nasıl etkileneceği, üst düzey yöneticilerimizin uluslararası mahkemelerde yargılanıp yargılanmayacağı geçtiğimiz hafta TV’lerde bol kepçeden tartışıldı zaten. Tartışılmayan şey ise Ulusalcı ve Milliyetçi kesmin durduğu nokta…

Bütün bu yaşananlar iddia edildiği gibi vatan-millet-sakarya mevzusu mudur, ABD’de yapılan bir yargılama olmayıp Türkiye üzerinde yapılan siyasi bir operasyon mudur önce bunlara bir değinelim. Şimdi Ulusalcı güruhun iddia ettiği şu her zamanki gibi; “Ameriga Türkiye üzerinde operasyona kalkışıyor, bu sebeple milli hükümetimizin arkasındayız.” (Aynı gürüh, 17-25 Aralık olaylarının da FETÖ eliyle yapılmış bir darbe girişimi olduğunu düşünmekteler, FETÖ’ye prim vermemek adına olan biteni görmezden gelmekteler, hatırlatırım.) Yahu kardeş tamam haklısın diyelim. Ne yapalım peki biz sıradan vatandaşlar? Ülkemiz, FETÖ’yü teslim etmediği halde ABD’den bilmem kaç milyon dolarlık uçak alıyorken gidip ABD ile mi savaşalım? Ciddi söylüyorum, ABD operasyon yapıyorsa gerçekten, biz vatandaşlar ne yapmalıyız?

Bizim yapabileceğimiz bir şey yok evet. Ama hükümetin var. “Bizi istemiyorlar diye ülkemiz zarar görüyor”, “Bizim ellerine verdiğimiz kozlarla, milletimizi zora sokuyorlar” diyerek pekala istifa edebilirler. Malvarlıklarını hazineye bağışlayabilirler. Hatta uluslararası yargılamalara katılıp aklanmayı bile tercih edebilirler. Ama yok. Hem pastam dursun hem karnım doysun…

Bu konuların özgürce ve korkmadan tartışılabildiği ekşisözlük gibi platformlara bakıyorum, vatandaş bütün bu olan bitenleri de, olası ekonomik krizi de pek umursamıyor aslında. Bir tek kulak arkası kalan vatandaşın, asgari ücretle bu pahalılığa rağmen hayatta kalmaya çalışan vatandaşın, ağır vergiler altında ezilen vatandaşın, işsizlikle mücadele eden vatandaşın ne hükümeti ne ekonomik krizi ne de ülke bekasını düşünmesini beklemek ne kadar makul ki zaten? Adamın kaybedecek bir şeyi yok, sadece canı kalmış onu da vermeyi, sefil şekilde yaşamaya tercih eder belki de.

İşin bir de şöyle bir boyutu var. Ambargo delinirken paraları altınları cukkalarken iyi; yakalınınca “auvv bu bir milli meseledir”. Oldu canım domalalım mı bir de?

Peki bu meselede benim durduğum nokta ne, hemen izah edeyim. Büyüklerimizin dediği gibi 17-25 Aralık tapelerinin montaj olduğuna inanıyorum ben. Pekala ABD de bunların montaj olduğunu anlayacağından korkmaya gerek görmüyorum. Aynı şekilde saatin parasının ödendiğine de inanıyorum, çünkü ortada peçeteye yazılmış bir “saatin parası ödenmiştir” yazısı var. Bu da ABD makamlarının ağızlarını tıkayacaktır bence. Hem Reza, müttefik bir ülkenin cari açığının %25’ini tek başına kapatmış, bunu da takdir edecektir ABD. Yine Türk mahkemelerinde aklandı hep bu tertemiz insanlar, el konulan paraları da faizleri ile birlikte iade edildi. O yüzden adaletin ABD’de de yerini bulacağını umuyorum…

Son söz olarak: Adaletin yok olduğu bir yerde, insanların dışardan gelecek adalete muhtaç olmamalarını beklemek mümkün değildir.