Malumunuz, bu sıralar HDP’li vekillere özgü bir dokunulmazlık kaldırma modeli gündemimizde. Gelin önce bu konunun derinliklerine inmeden önce dokunulmazlık nedir ne değildir gibi genel konuları değerlendirelim.
Dokunulmazlık, iki yasama bağışıklığından biri. Diğeri ise Yasama Sorumsuzluğu olarak adlandırılıyor. Dokunulmazlığın daha iyi anlaşılması için Yasama Sorumsuzluğunu açıklamakta fayda var. Yasama Sorumsuzluğu; milletvekillerinin, meclis çalışmalarında söylemlerinden dolayı sorumlu tutulamaması demek. Misal meclis kürsüsünde bölücülük propagandası da yapılsa bu suç teşkil etmiyor. Sadece mecliste değil, meclis çalışması yapılan her yerde bu geçerli kabul ediliyor. Bu kadar güçlü bir korumanın amacı ise “millet iradesinin meclise tam olarak yansıması” gereği. Yani milletvekilleri, içerği suç teşkil etse de bütün düşüncelerini mecliste söyleyebilmeliler ki demokrasi tecelli edebilsin. Bu bir kenarda kalsın.
Milletvekillerinin mecliste düşüncelerini rahatça belirtebilmeleri için Yasama Sorumsuzluğu gerekli evet. Ama daha önemlisi milletvekillerinin mecliste bulunabilmesi yani meclise gelebilmesi. Bunun için de Dokunulmazlık mevcut. Dokunulmazlığın amacı; milletvekillerinin işlemiş oldukları suçlardan dolayı, vekillikleri sırasında tutuklanmaları, göz altına alınmalarını önleme. Yani meclis oturumlarına katılabilmelerini sağlamak. Amacından da anlaşıldığı üzere bu koruma geçici, milletvekilliği sona erince vekil bu suçlardan solayı yargılanabiliyor. Suçlarla ilgili bir zamanaşımı ihtimali de mevcut değil, yani eninde sonunda yargılanacak suç işlediği iddia edilen vekil. Sadece vekilken yargılanamayacak. Yeri gelmişken belirtelim; dokunulmazlığı kalkan vekilin görevi sonu bulmuyor, vekilliği devam ediyor.
Şimdi gelelim asıl tartışma konumuza. İktidar partisi bir süredir; gerek söylemleri gerekse öldürülen pkklıların cenaze törenlerine katılmaları dolayısıyla HDP’li vekillerin bir kısmının dokunulmazlıklarının kaldırılmasını ve yargılanmalarını istiyor. Talep ise terör örgütüne açık destek verilmesi ve örgüt propagandası. Gerekçe bu olunca bu talebin HDP’nin 80 milletvekiline sirayet etmesi de çok uzak görünmüyor. Yani iktidar partisinin direttiği yasa değişikliği ile HDP’nin tamamen meclisten silinmesi olası hale gelebilecek. Fakat kulis dedikodularına göre iktidar partisinin talebi, dokunulmazlıkların bu sebeple bir kereye mahsus kaldırılması.
CHP ise önce kendi önerisi ile gelmiş, bütün milletvekilleri için dokunulmazlıkların kaldırılmasını, yolsuzluk dosyalarının da meclis gelmesi gerektiğini vurgulamıştı. Fakat daha sonra, gerekçesi henüz belli olmamakla birlikte kulislerde iktidar partisinin önerisinin destekleneceği dedikoduları çıkmaya başladı. Ne kadar gerçek zaman gösterecek. MHP ise iktidar partisi gibi HDP’li vekillerin meclisten süpürülmesinden yana. Fakat farklı olarak bunun bir kereye mahsus değil, kalıcı olmasını istiyor. O yüzden kendi önerisinde diretiyor. HDP de iktidarın bu hamlesinin, kendilerinin meclisten silinmesini hedeflediğini, kürt halkının temsiliyetsiz bırakılmak istendiğini vurguluyor. Partilerin tutumu da bu şekilde.
Gelin ben size farklı bir noktadan yorumlayayım durumu. Anayasanın 78. maddesinde “… bir ilin … TBMM’de üyesinin kalmaması halinde…” ve/veya “… TBMM üyeliklerinde (%5’lik) boşalma olması halinde…” Ara Seçime gidilebileceği belirtilmiş durumda. Olası bir dokunulmazlık kaldırma durumunda, HDP’li vekillerin yukarıdaki şartları sağlayacak miktarda bir kısmının yapılan yargılamalar neticesinde milletvekillerinin düşürülmesi ihtimal dahilinde. Vekillerinin siyasetten men veyahut seçilme yeterliliğine sahip olamaması sonucu HDP’nin olası bir seçimde baraj altı kalması ve bölgenin ikinci büyük partisi olan iktidar partisinin güneydoğudan silme süpürme milletvekili çıkarması uzak değil. Böylece iktidar partisinin anayasayı tek başına değiştirebilmek için gerekli olan 367 vekile ulaşması yakın bir ihtimal. Komplo teorisi gibi görünse de gerçekleşme ihtimali hiç de uzak değil.
Peki HDP’nin hiç mi suçu yok? Yakın bir zaman kadar HDP’nin PKK ve legal siyaset arasında kaldığını, tabanının taleplerini ve sempatisi görmezden gelemediği için PKK ile bağlarını koparamadığını, bölgedeki etkinliği dolayısıyla da PKK’ye sözünü geçiremediği kanaatindeydim. Şimdi ise ne kadar saf ve iyiniyetli olduğumu düşünüyorum. Benim gözümde HDP’nin PKK’ya sırt çevirememesi tabanların aynı olması dolayısıyla normal görülebilirken, PKK’nın ve/veya fraksiyonlarının onlarca ölüme yol açan kanlı eylemlerini sahiplenir bir tutum içerisinde olması kabul edilemez durumdadır. HDP bu ayrımı yapamaması dolayısıyla bugün birilerinin eline koz vermiş durumdadır. Söz verdikleri gibi barıştan yana olmadıklarını hissettirmişler ve kandan bıkan seçmenlerini küstürmişlerdir. Kendi deyimleriyle batıdaki Türk halkına verdikleri sözü tutamamışlardır. Kanmayanlardan olduğum için ayrıca mutluyum. İşte HDP bugünkü bu durumdan bu sebeplerden dolayı sorumludur.
Şahsi kanaatime gelince; Yasama Sorumsuzluğu tamam da Dokunulmazlıkların kalkması gerekmekte. Ama iktidar partisi de dahil olmak üzere herkes için.