18 Ekim 2017 – Aynı Gemideyiz

Ülke siyaseti, dış ilişkiler, ilçemizde yaşananlar vs malum gündem yoğun. Sürekli aynı meselelerin yazılıp çizilmesi bir yerden sonra kabak tadı vermeye başlıyor. Dolayısıyla bu hafta güncel meselelerden ziyade tarihi, siyasi ve özellikle de sosyolojik bir konu olan Nazizm’e değineceğim, hem de bugüne kadar değinilmemiş şekilde.

Hitler gücünü bindirilmiş kıtalar, yani yanlış bilgilerle kandırılmış, olmayacak vaatlerle umutlandırılmış, ırkıçılıkla ve 1. Dünya Savaşı öncesi eski güçlü Almanya’ya dönüleceği telkini ile koltukları kabartılmış Alman halkından almaktaydı. Ülkenin nereye gittiğini farkeden kesim ise; “Siz Hitler karşıtı olacam diye devlet karşıtı olmuşsunuz”, “Hitler’i halk seçti, millet tercihini Hitler’den yana kullandı, milli iradeye saygı gösterin”, “Almanya’nın menfaati yerine dış güçleri destekleyen vatan hainleri” vb gibi ithamlarla sindiriliyordu. Provokatifleşen Alman dış siyaseti sonucunda ABD, Sovyetler gibi güçlü ülkelerin haklı tepkileri sonrası “Dış güçler güçlü Almanya istemiyor”, “Bizi kıskanıyorlar” gibi propagandalarla kendi kendine düşman yaratan Alman hükümeti, halkı dış güçlerin tehditleriyle adeta savaşa hazırlıyordu. Führerleriyle aynı gemide olduğunu, geminin batması halinde kendisinin de boğulacağını düşünen halk, adeta güç zehirlenmesi geçiren Hitler’i kabarttıkça kabartıyor, kraldan çok kralcılıkla gaz vermeye devam ediyordu.

Aynı halk, şuurunu kaybetmiş olmalı ki; savaşın ortasında hatta kaybetmeye yakınken bile; “Abi ne kadar kötü olsa da Hitler bizim liderimiz”, “ben de Hitler’i eleştiriyorum ama Polonya meselesinde haklı”, “Sırf Nazilere muhalefet edeceğiz diye Sovyetlerin yanında mı olalım?”, “Bu adam benim Führerim, eleştireceksem onu ben kendim eleştiririm. Elin Amerikalısı kalkıp ‘Hitler Yahudi yakıyor’ derse Führerimi yedirtmem”, “Nazi partisi ayrı, devlet ayrı. Siz önce onun bir ayrımını yapın”, “Peki tamam Hitler olmasın da, Hans mı olsun? Hans’ta liderlik vasfı yok bir kere”, “Hitler tank yaptı”, “Bu yolları Hitler’e borçluyuz”, “Hitler iyi, danışmanları ve çevresi kötü”, “Bir gece ansızın 81 Poznan, 82 Lodz” gibi söylemlerle Hitler’i savunmaya ve gazlamaya devam edebilmiştir. Şeyh uçmaz, müritleri uçurur misali habire vermişler gazı adama.

Hitler de bu kitleleri, “Tek halk, tek devlet, tek lider”, “Tek millet tek devlet tek lider büyük Almanya”, “Yeni Almanya’yı selamlıyoruz”, “Tanrı bizimle”, “Sen Almanya’sın” gibi günümüzde pek karşılaşamıyacağımız (emin değilim ya da bilemiyorum) fantastik söylemlerle kandırmaya devam ediyordu.

Gelelim “aynı gemideyiz” diye Hitler’i destekleyen Almanların başına ne geldiğine. Öncelikle kurunun yanında yaş da yandı, yani Hitler’e en katı muhalefeti göstermiş kimseler de bu büyük yıkımdan payına düşeni aldı. Yüzbinlerce Alman vatandaşı canından oldu, bir o kadar Alman kadını da ganimet olarak kabul edildi. Şehirler yerle bir oldu. Ülke ekonomik anlamda dibi boyladı. Özel mülkiyet kavramı ve miras hakkı çok uzun süre askıya alındı. En kötüsü ise özür dileseler de dünya yok olana kadar asla sielemeyecekleri soykırım utancını taşımaktalar Almanlar.

Führer ve ekibi ise sadece öldü.