17 Şubat 2016 – Kayıp-Kaçak Bedeli

Biliyorsunuz; yüce devletimiz, elektirik idarelerini özel şirketlere devrederken, kaçak kullanımların, faturasını ödeyen vatandaşlardan tahsiline göz yumdu. Belki de devir sırasında bu durum şirketler taahhüt edildi, bilemiyorum. EPDK’da aynı şekilde.

Kayıp-kaçak bedeli; elektirik faturalarımızı kabartan, hiçbir kanuni dayanağı olmadığı halde “tekel ve vazgeçilemez nitelikteki” hizmetin kesilmesi tehditiyle biz tüketicilere dayatıldı. Aslında yine hiç bizlerden alınmaması gereken TRT fonu ve zaten hizmet ücretinin içerisinde bulunması gerektiği halde ayrı kalem şeklinde tahsil edilen dağıtım ve okuma bedelleri de faturalarımızı şişiriyor. Saçma bulduğunuz tutarları ödememeniz halinde ise Türkiye’nin de taraf olduğu İnsan Haklarına ilişkin Uluslararası sözleşmelerden doğan yorum ve teammüller uyarınca “devletin sağlamakla mükellef olduğu bir hizmet”in, “kar elde etme amacıyla hareket eden özel bir şirket” tarafından kesilmesi tehditiyle karşı karşıya bırakılıyorsunuz. Ne kadar acı değil mi?

Oysa ki kanunlarımız bu tarz suistimalları engelleyebilecek nitelikteler, hatta yargı merciilerinin vermiş oldukları emsal kararlar da bunları doğrudan engellemeye yönelik. Bu ikisinin de devletin bütün kurumlarını ve özel kuruluşları bağlaması beklenirken, bunlar adeta görmezden geliniyor. Mesela kredi masraflarının iadesi hususunda bankalar, hala tüketici heyeti veya mahkeme kararının icraya verilmesiyle masraf iadesi yapıyor. Şubeye gidip “Ben bugüne kadar benden alınan kredi masraflarının yasal olmadığını biliyorum. Bana bunları iade edebilir misiniz?” dediğinizde sizle alay bile edilebilir, sistem o kadar arsız ve omurgasız çünkü. Kredi masraf iadesinde olduğu gibi kayıp-kaçak bedeli iadesinde de ilgili idareyele mahkemelik olma durumunuz oldukça yüksek.

Nihayet sırasıyla; Tüketici Hakem Heyeti, itiraz üzerine Tüketici Mahkemesi ve Yargıtay “bu bedelin, bu bedelden sorumlu olmayan tüketiciye yansıtılamayacağı” yönünde, emsal sayılabilecek kararlar verdi. Bu kararlara dayalı olarak hakem heyetleri ve mahkemelere yapılan başvurular tüketci lehine sonuçlanmaya başladı bile.

Yapılması gerekenler; ilgili idareye, son 10 yılda ödemiş olduğunuz kayıp kaçak bedelinin ne kadar olduğunu soran ve bunların tarafınıza iadesinin belirttiğiniz süre içerisinde talep ettiğinizi gösterir bir dilekçe ile başvurmanız. Tabi iade talebini hiç sallamayacaklardır bile. Sadece tutarları gösterir evrak vermekle yetinilecektir. Akabinde; vermiş olduğunuz süre sonunda hazırlayacağınız başka bir dilekçe ile, iadesini talep ettiğiniz paranın miktarına göre Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesine başvurarak dava edebilirsiniz. Dava neticesinde alacağınız ilam ile ilgili idareye yeniden başvurup paranızın tahsilini talep edebileceğiniz gibi, gözünün yaşına bakmadan, doğrudan icraya da koyabilirsiniz. Süreç uzun ve sıkıntılı görünüyor biliyorum, fakat geçmişe yönelik 10 yıla kadar yani 120 aylık kayıp-kaçak bedelini bir defada geri alabileceğiniz unutmayın. Üstelik kayıp-kaçak bedelinin yanı sıra eğer tarafınızdan tahsil edilmişse; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli gibi kalemleri de talep edebilceğinizi hemen ekleyeyim.

Darısı, bizlerden alınan diğer şişirme kalemlerin başına…