17 Haziran 2015 – Hükümet Kurarken…

Seçimlerden tek parti iktidarı çıkmaması koalisyon ihtimallerini beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı, CHP eski lideri Baykal’ı müstakbel “Meclis Başkanı” sıfatıyla makamına çağırarak bir an önce hükümet kurulması gerektiğini belirtti. MHP hariç bütün siyasi partiler çeşitli koalisyon ihtimallerini dillendirirken MHP ise “bekle ve gör” taktiği ile olanı biteni, partiler arası flörtleri, teklif ve şartları seyretmeye koyuldu.

CHP’den, Baykal’a bağlı 40 milletvekilinin istafa etmek suretiyle yeni bir meclis grubu yada belkide bir siyasi parti çatısı altında AKP ile koalisyon yapacağı söylentisinden tutun; CHP’nin “eşit bakanlık dağılımlı” koalisyon önerisine kadar çeşitli senaryolar ortaya atılırken; siyasetteki bu belirsizlik, yatırımcıların ürkmesine dolayısıyla piyasalarda olumsuz hareketlenmelere yol açtı. Biz vatandaşların da gündemdeki tek konusu olası koalisyonlar ve erken seçim haline geldi. (Yüce Divan da var tabi) Bu haftaki yazımda herkesin TV ekranlarında saatlerce, gazatelerde sayfalarca değindiği koalisyon kombinasyonlarına değinmek yerine “partiler üstü” bir bakış açısı ile önümüzdeki süreci yorumlamak istedim.

Malumunuz şu an hamle sırası Cumhurbaşkanında. Anayasa madde 109 uyarınca hükümet kurma yetkisini mecliste bulunan “herhangi” bir milletvekiline verme hakkı mevcut. Fakat önceki yazılarımda da belirttiğim üzere, bu yetkinin, “teamülen” en çok oy alan siyasi partinin genel başkanına yani Davutoğlu’na verilmesi gerekiyor\bekleniyor. Yetkinin verilmesinin akabinde Anayasa madde 116 doğrultusunda, TV tartışma programlarında sık sık duyduğumuz meşhur 45 günlük süre başlamış olacak. Yani kendisine hükümeti kurma yetkisi verilen müstakbel Başbakan’ın kabineyi kurması ve meclisin güven oylaması için Meclis Başkanlık Divanının seçiminden itibaren tam 45 gün süresi olacak. Bu süre içerisinde hiçbir parti AKP ile koalisyona yanaşmazsa AKP kendi milletvekillerinden oluşan hükümeti meclisin güvenoyuna sunacak. (Buna siyasi literatürde Azınlık Hükümeti deniyor.) Devamında, Anayasa madde 111 uyarınca kurulan bu hükümetin geçerlilik kazanması için mecliste yer alan en az 276 milletvekilinin yeni kurulan bu hükümete güven oyu vermesi gerekiyor. AKP’nin bu sayıda milletvekili olmadığı için ve diğer 3 partinin AKP ile koalisyona yanaşmaması sebebiyle kuvvetle muhtemel AKP azınlık hükümeti ihtimali karşılaşabileceğimiz en az zayıf ihtimallerden biri.

AKP ile meclisteki diğer 3 partiden birinin koalisyonu, yada bu 3 partiden birinin AKP’yi koalisyon ortağı olmadan desteklemesi hallerinde ise güven oylaması için gerekli 276 sayısına ulaşıldığından AKP’nin büyük ortak olduğu veyahut tekbaşına bulunduğu bir hükümet bizleri bekliyor.

AKP’nin herhangi bir koalisyon ortağı bulamaması ve dışarıdan destek görmemesi halinde ise 45 günlük sürenin sonunda Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek. Yani en azından Anayasanın lafzı bu şekilde. İlk hükümeti kurma yetkisi verilen siyasi partinin hükümet kuramaması halinde Cumhurbaşkanının sırayla en çok oy olan diğer partilerin genel başkanlarına da bu yetkiyi vermesi olası. Fakat sürekli hükümetin bir an önce kurulması gerektiği yönünde telkinde bulunan Cumhurbaşkanının kendisine Anayasa tarafından verilen seçimlerin yenilenmesi kartını oynaması, bu söylemlerinden ötürü daha olası görünüyor.

Cumhurbaşkanı hükümeti kurma yetkisini, en çok oy alan siyasi partinin genel başkanına vermeden önce; kendi aralarında konsensus sağlamış ve güven oyu için yeterli vekil sayısını bünyesinde bulunduran partiler, Cumhurbaşkanına başvurarak bu yetkinin kendilerine verilmesini talep edebilirler. Burada da Anayasa gereği yetkinin kime verileceği hususunda inisiyatif Cumhurbaşkanına ait olduğundan, Cumhurbaşkanının bu teklifi geri çevirmesi siyaset etiği anlamında hoş olmasa da yasal olarak mümkün görünmektedir.

Herhangi bir şekilde hükümet kurulamazsa ve bu sebepten ötürü Cumhurbaşkanınca seçimlerin yenilenmesine karar verilirse; Cumhurbaşkanı Anayasa madde 114 gereğince Geçici Hükümeti kurması için meclis içinden veyahut dışından birini başbakan olarak atamakla mükelleftir. Aynı madde uyarınca kurulan bu hükümete siyasi partiler oranları mukabilinde katılırlar. Yani 1 başbakan, 4 başbakan yardımcısı ve 21 üyeden oluşan 26 kişilik Bakanlar Kurulunda, -reddetmemeleri halinde- 12 AKP’li, 6 CHP’li 4’er tane de HDP ve MHP’li bakan veyahut başbakan yardımcı bulunacak. Ve kurulan bu geçici hükümetin geçerliliği için “güvenoyuna başvurulmayacak.” Kurulan geçici bu hükümet, seçimler yenilenip meclis yeniden oluşana kadar görevde kalacak.

Yukarıda önümüzdeki günlerde yaşayabileceğimiz bütün ihtimalleri siyasi herhangi bir söylemde bulunmadan, tamamiyle hukuki bakış açısıyla değerlendirmeye çalıştım. Peki partiler, erken seçime nasıl bakıyorlar yada nasıl bakmamalılar? İşte siyasi partileri koalisyonlara zorlayacak ya da hükümet kurulmasına engel olmaya itecek asıl sebep de bu aslında. Bu konu da, -çok önemli bir gelişme olmazsa- önümüzdeki haftanın yazısı olsun o halde.