16 Mart 2016 – Ar Damarı

Malum gündem yoğun. Bizim gibi gençler de sıkıntıya pek fazla gelemiyorlar. Ben de gündemin yoğunluğundan bıkmış olacam ki bu hafta gündeme ilişkin yazmama kararı aldım. Bu haftaki yazımı eften püften şeylerle geçiştireceğim. Siyasetin S’sine girersem namertim.

Hiç unutmam ilkokuldayım. Sınıf öğretmenimiz sınıfa temizlik eşyaları almak için para toplama görevini vermiş bana. Ben de hemen kenarları renkli kalemlerle motiflendirilmiş sınıf listesi hazırlayarak başlamışım para toplamaya. Olanı var olmayanı var. Kimisi paramız yok demiş verememiş, kimisi beni görünce yolunu değiştirmiş. Baktım yapamıyorum, hicapla öğretmenime yapamadığımı söyleyip görevimi iade ettim. Ağladım mı hatırlamıyorum ama muhtemelen kıyıda köşede bir yerde ağlamışımdır. Sağolsun peder ve valide bize utanmayı öğretmişler, ar damarımız o günlerden varmış.

Biliyorsunuz şimdi devasa bir köprü inşa ediliyor Marmara Denizi üzerinde Yalovayı Kocaeline bağlayan. Geçtiğimiz sene köprü inşaatı devam ederken halatlardan biri koptu. Kendini bu halatın kopmasından sorumlu tutan Japon Mühendis Yalova’da bir mezarlığın girişinde maket bıçağıyla intihar etmiş olarak bulundu. Geride bıraktığı notta ise halatın kopmasından kendisinin sorumlu olduğu yazıyordu. Artık işini yapamamak nasıl bir mahcubiyet yarattıysa adamda mezarlıkta canına kıymış. Neredeyse kendini diri diri gömecekmiş belki de. Yarım kilo ar dammarı varsa demek.

Yine geçtiğimiz senenin Temmuz ayında, Adanada bir inşaatte bekçilik yapan 49 yaşındaki bir vatandaşımız; inşaatte çalışan bir bilgisayarın çalınmasından sorumlu tutulmuş. Arkadaşı ile eve dönerken Seyhan nehri üzerinde arkadaşının eline not kağıdını sıkıştırarak kendini köprüden aşağı bırakmış. Notta ise bu ithamı gururuna yediremediği yazıyormuş. Ar damarına kurban olsunlar senin, mekanın cennet olsun.

Daha bitmedi durun. Yine geçtiğimiz senenin Mart ayında Ağrı’nın Diyadin ilçesindeki bir ilkokulda 12 yaşındaki bir kızımız öğretmenleri tarafından 2 hikaye kştabı çalmakla suçlandı. Kız da kendini ahırda asarak intihar etti. Ar damarı boyundan yaşından büyüktü oysa. Yaşasaydı kimbilir neler olurdu.

Ergenekon ve Balyoz Davaları ile köşeye sıkıştırılan ve yurt dışına kaçmak veya oradan dönmemek varken gelip teslim olup, sahte delillerle, asılsız ithamlarla görevlerinden alınıp bütün bu yaşananları gururuna yediremeyip intihar eden subaylara hiç değinmiyorum bile.

Bunlar daha sadece benim hatırladıklarım. Daha nice nicesi yaşanmıştır da benim haberim yoktur.

Sağlıcakla kalın…