16 Aralık 2015 – Normal Şartlar Altında 3

Normal şartlar altında; yıllardır Avrupa Birliğine alınma konusunda kapıda bekletilen bir ülkenin, cüzi miktarda para + serbest dolaşım hakkı + holosko karşılığında mülteci gettosu haline getirilmeyi kabul etmemesi gerekir. Bizde ise “sonunda Avrupa Birliğiyle serbest dolaşım hususunda anlaşıldı” şeklinde en üst düzeyde propaganda yapıldığı rahatlıkla görülebilir.

Normal şartlar altında makul bir yönetimin; “yahu yıllardır bizi dahil etmedikleri gümrük birliğine hem de biz teklif bile etmemişkken apar topar katacak kadar ne çektiler bu mültecilerden” diye düşünmesi gerekirken bizde bunun tartışıldığını bile göremezsiniz.

Normal şartlar altında, 100’lerce boğulma vakasına rağmen, topraklarından lastik botlarla kaçılan bir ülkenin; kendisine geri gönderilecek mültecilere verebilecek hiçbir şeyi kalmamış demektir.

Normal şartlar altında; kendisi sınır güvenliğini sağlamak için içsavaş halindeki komşu ülkede tampon bölge oluşturmak isteyen ama bşir türlü beceremiyen ülkenin, başka ülkelere hem de para karşılığında tampon bölge olmayı kabul etmemesi gerekir.

Normal şartlar altında; düşürülen 2 savaş uçağı için uluslararası arenada, “resmen savaş halinde olmadığımız bir ülke, yanlışlıkla sınır ihlali yapan komşu ülkenin uçaklarını düşürmemeli” şeklinde açıklama yapan “samimi” bir ülkenin, aynı şey kendisine yapıldığında bu durumu mazur görmesi gerekir. Oysa bizde uçağını düşürdüğümüz ülke henüz uluslararası kuruluşlara herhangi bir şikayette bulunmamışken biz gidip bizden açıklama istemeyen kuruluşlara alelacele “biz haklıyız” açıklaması yapılabilir.

Normal şartlar altında “egemen” bir ülkenin, toprakları üzerinde görev yapan öğretmenlere, “sizi eğitime tabi tutacağız, eğitimi memleketlerinizde alabilirsiniz” tarzında “burayı derhal boşaltın” alt mesajını içeren bir sms göndermemesi gerekir. Biz de ise Cizre ve Silopi’deki öğretmenlere böyle bir toplu mesaj atılamasında hiçbir sorun yoktur.

Normal şartlar altında; dış politikası “yurtta sulh, cihanda sulh” temelinde olan bir ülkenin, başka bir ülkenin izni olmadan oraya asker yığması uluslararası hukuk karşısında o ülkeyi zor durumda bırakabilecek bir durumdur. Bizde ise önce bunun yapıldığını, sonra henüz toprakları üzerinde bile tam hakimiyet sağlayamamış bir yönetimin tehdidi ile geri adım atıldığı görülebilir.

Normal şartlar altında; bilim ve teknolojiye önem veren gelişmiş ülkeler, topraklarına sığınan mülteci konumundaki bilim insanlarını 3-5 kuruş kazanması için müteahhitlere peşkeş çekmez. Biz de ise bu kişilerin acınası durumdan Amariga tarafından “bizzat Başkan Obama’nın talimatıyla” kurtarıldığı görülebilir.

Normal şartlar altında; kendi gibi düşünmeyen ve yaşamayan insanlara karşı hoşgörülü olunan uygar ülkelerde, bu durumun “taraf olmayan”, “yaşam tarzına müdahale etmeyen”, “hoşgörülü” yönetimlerden kaynaklanır. Biz de ise nedense bir gelenek haline gelmiş Adana Rakı Festivalinin eli silahlı kişilerce, “çekinilmeden” basılabilir.

Normal şartlar altında; diğer ülkelerce “süper güç” olarak adlandırılan bir ülkenin 1 ay içerisinde 2 kere başka bir ülkede farklı şehirlerdeki büyük elçiliklerini 2 günlüğüne ve “terör tehlikesi” gerekçesiyle sınırlı hizmet sunması o ülkede gerçekten terör tehlikesi olduğunu, güvenlik ve istihbarat zaafiyeti bulunduğunu gösterir.

Normal şartlar altında; özerk bir yönetimin liderinin başka bir ülkeyi ziyareti sırasında bütün planını değiştirip istihbaratın başıyla görüşmesi, olağanüstü ve yolunda gitmeyen birşeylerin olduğuna delalet eder. Bizde ise böyle bir görüşmeden sonra halka tek bir açıklama bile yapılmayabilir.

Ve yine normal şartlar altında; gelişmiş ülkelerde görevi ne olursa olsun bir bürokratın maaşına, asgari ücretin 3 katı zam yapılması, maaşının ise asgari ücretin 30 küsür katı olması eminim infialle karşılanır. Bizde ise halka zammın gerekçesini açıklamaya bile gerek görülmez.

Gerçekten, bilemiyorum Altan…