8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ NEDİR?
- Tanımını tarihini hatırlatmakla izaha çalışayım. Bundan tam 160 yıl önce New York’ta daha iyi çalışma koşullarında çalışabilmek ve emeklerinin karşılığını tam olarak alabilmek adına 40.000 dokuma işçisinin gerçekleştirdiği greve adanmış bir gündür. Bu grev esnasında kolluk kuvvetlerinin saldırısı akabinden çoğu kadın 129 kişi çıkan veya çıkarılan yangında hayatını kaybediyor. 1910 yılında ise yaşanan bu faciaya atfen, Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında kadınlara özgü bir gün olarak kabul ediliyor. Fakat daha geniş bir coğrafya tarafından kabul edilmesi ise 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile gerçekleşiyor.
– BUGÜN HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR?
- Günümüzde en çok amacından saptırılmış günlerden biri olarak görüyorum. Öldürüldükleri günün, “Kadın emeği”nden çok “bugün bana ne hediye aldın?” gününe çevrilmesi konusunda katledilen emekçi kadınlar ne düşünürdü bilmem ama bı şekilde bir itibarsızlaştırmayı haketmeyecek kadar önemli bir gün olduğu kanaatindeyim. Bir şeyin için boşaltmak onu ortadan tamamen kaldırmaktan daha çok zarar verir kendisine. Nitekim 2. Dünya savaşında da bazı ülklerece bu gün ortadan kaldırılmış, fakat yasağa inat bugünlere kadar kutlanılagelmiştir. Ben bugünün içinin boşaltıldığı ve bir rant aracına dönüştüğü kanaatindeyim.
– RANT ARACI DERKEN?
- Bildiğimiz rant aracı işte. Esnaf için ekstradan gelir kapısı, günün anlam ve önemini idrak edemeyen ve etmeyen kadınlar için hediye, sürpriz vs beklenilen, sosyal medyada eşe dosta caka satılan bir gün, siyasilerce yarın takvimlere, propaganda amaçlı el kitapçıklarına, dergilere basılacak bir kaç kare fotoğraf, malum kadın örgütlerince gider gösterilip cebe indirilebilecek bir masraf kalemi vs. Asıl amacı olan emeğin, daha da önemlisi kadın emeğinin kutsanması dışında her şey için bir bahane adeta.
– SİZCE NE OLMALI PEKİ?
- Ne olması gerektiğinden çok ne olmaması gerektiği hakkında fikir sahibiyim aslında. Misal kadını ucuz iş gücü olarak görenler, çalışmaya ehil görmeyenler, çalışma hayatı içerisine dahil etmeyenlerce kutlanmaması hatta ölenlere nispet yaparmışçasına halaylarla, danslarla kutlanmaması gereken bir gün. İlla “emek” vurgusu yapılsın da demiyorum. Ama ilçemiz çapında bile kadınlara ilişkin çözülmesi gereken onlarca sorun varken, bunların görmezden gelinip yalan yere kutlanmak suretiyle de içi boşaltılmamalı, amacından ve tarihinden saptırılmamalıdır.
– İLÇEMİZDEKİ KADINLARIN BAŞLICA SORUNLARI NELER PEKİ SİZCE?
- Bunların en başında, babasız çocuk büyütmeye çalışmak geliyor şüphesiz. Büyütmek demiyorum dikkat edersen, büyütmek çalışmak diyorum. Çünkü bir ebevynin tek başına çocuk büyütmesinin olumsuz sonuçlarını benim de dahil olduğum şimdiki genç nesilden görebiliyoruz. Aile kurmak yerine pek de sorumluluk ihtiva etmeyen birliktelikler ön planda. Evlenmek ise aile kurmaktan öte, maddi tatmin temelinde, eşe dosta caka satma ve ilkel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla istenmese de gerçekleştirilmesi zaruri bir kurum haline dönüşmüş. İstemediği halde mesbur bırakıldığından ev, araba, takı, düğün vb masraflar yaptıktan sonra kadını satın aldığını düşünen zihniyet de, bu zihniyetin yarattığı olumsuzluklar sonucu artan tahammülsüzlükler va boşanmaların da başlangıç noktası aslında dolaylı olarak yurtdışı. İnsanımızın yurtdışında çalışmak zorunda olması inancı değişmedikçe, insanlar için evlilik para ve masraf odaklı olmaktan çıkmadıkça, bu tarz çarpık durumların yanı sıra, ilçe nufüsumuzun azalması ve (bence hiç bir sakınca olmadığı halde) ilçemizce büyük oranda kabul görmeyen yabancı gelin ve damat alınması gibi durumlar da ortaya çıkacak gibi görünüyor uzun vadede.
– BÜTÜN BU SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ NE PEKİ?
- Evvela kadınların kendilerini değerli bir mal olarak görmemeleri gerekmekte. Aynı zamanda ailelerini de geleneklere rağmen buna ikna etmeleri gerekmekte. Bu sayede kadınlar kendilerine dayatılan geleneksel kuralları değil kendi kurallarını koyabilecek güçte ve bağımsızlıkta olabilirler. Kendi kurallarını koyabilen güçlü bir kadın; kocası tarafında satın alınmış, bedeli kredilerle alınmış evler, kaşkayi (qashqai) ‘ler, takılarla peşin olarak ödenmiş bir mal olarak görülmeyecektir. Bu kadar ağır tabirler kullanıyorum kusuruma bakılmasın, mesleğim gereği bana yansıtılanların şiddetini azaltmadan halkımıza aktararask durumun vehametini gözler önüne serme derdindeyim. Kısaca kadın kendi devrimini yapmalı, yeni insanı baştan yaratmalıdır. Çok uçuk ve imkansız görünüyorum ama başka bir fikri olan?
-YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ. SON OLARAK SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEYLER VAR MI?
- Hepimizin, hepimizden önce ise kadınların bizzat kendilerinin, kendilerine saygılı oldukları nice kadınlar günü diliyorum.