Bu hafta bölünmedik fraksiyon bırakmayan sol hareketimizin güzide 2 grubunu ağırlıyoruz: KP (Komünist Parti) ve HTKP (Halkın Türkiye Komünist Partisi). Her ikisi de aynı şeyin laciverdi diye düşünüyor olabilirsiniz, fakat onlar aynı şeyi düşünmüyorlar herhalde. Zira 2 grup arasında bıçaklı sopalı kavgalar başlamış durumda.
Hem KP hem de HTKP, TKP’den (Türkiye Komünist Partisi) ayrılmış partiler aslında. TKP’deki aslında fikir olarak çok da ayrı olmayan iki görüş (Stalinist), 2014 yılında imzaladıkları protokolle TKP ismini kullanmayan 2 farklı partiye ayrılmışlar; protokol gereği hem TKP ismini hem de parti logosunu bir müddet kullanmadılar. Bu süreçte bunları kullanma hakkının kime ait olduğunun tespitinin bağımsız bir heyetçe yapılacağı kararlaştırılmıştı ama 2017’de önce KP, sonra HTKP ayrı ayrı kongre düzenleyerek TKP ismini kullanacaklarını duyurdular. Önce davranan KP olduğundan, aynı ismi kullandığı gerekçesiyle HTKP’yi Yargıtay’a şikayet etti. Ne kadar da möhim olaylar yaşanmış değil mi?
Olayla alakalı çok fazla bilgi kirliliği var aslında. İki taraf da yorganı kendi tarafına çekmekte; birbirlerini revizyonist, oportünist, goşist, sekter, komprador, lümpen, konformist gibi sıradan vatandaşın anlamadığı sıfatlarla yaftalamaktalar. Malumunuz, sevgili medyamız da söz konusu ideoloji Komünizm olunca, kadrajı daha önemli konulara, mesela Arda TURAN’a çevirmekte. Kaldı ki bence bu iki partinin aralarında yaşadığı problemden daha büyük bir problemimiz var; sol fraksiyonun gittikçe bölünerek ufalanması…
Biat edip, büyük kal demiyorum. Bölünme de demiyorum, hobi olarak yine bölün. Ama nereye kadar küçülecek, etkisizleşecek bu sosyal demokrat harici sol gruplar? Gerçekten bilemiyorum Altan, gerçekten bilemiyorum…
Bunun bir benzer örneğini de Samandağ’da görmekteyiz aslında, gelelim asıl değinmek istediğim meseleye. Çok değerli, birikimli siyasetçiler; barajı geçemeyen partilerde, ne yazık ki asla iktidara gelemeyecek siyasi fikirlerle harcanmaktalar. Herkesin görüşüne saygım sonsuz fakat sonuç da ortada. Gelin sizle zıt bir ideoljinin bayrağı altına girin demiyorum, kendinize yakın güçlü bir partinin altında, ufak tefek görüş ayrılıklarını büyütmeksizin bulunabilir; genel merkez dayatmasına rağmen partinin yeniden şekillenmesine, revize edilmesine yol açabilirsiniz. Tıpkı yerel seçimlerde, ilçemizde de sağlaması yapıldığı gibi. Madem daha zayıf bir hareketle başarı sağlayabileceğinizi düşünüyorsunuz, neden aynı zayıf hareketle, güçlü bir hareketin yönetimini ele geçirebileceğinizi düşünmüyorsunuz?
Bu TKP meselesini ve sonuçlarını Samandağdaki bütün sol parti ve inisiyatiflerin dkkatlice izlemesi gerekli. Yoksa onlarca siyasi deha daha hiç olup harcanacak…