Bu hafta 2 önemli gündemimiz var. İlki ve en önemlisi, Pazar günü tamamlanan ve 25 gün süren Kılıçdaroğlu’nun Adalet yürüyüşü. Diğeri ise Cumartesi günü yapılacak olan 15 Temmuz etkinlikleri.
Geçtiğimiz Pazar Maltepe Sahili, siyaset tarihimizin en yüksek katılımlı mitingine ev sahipliği yaptı. Siyasi görüşü birbirinden farklı 2 milyona yakın (sen milyor milyar sen) vatandaşımız, “adalet” sloganı altında bir araya geldiler. Aynı zamanda bu yürüyüş, dünya siyaset tarihinde emsali olmayan bir eylem. Sesli olarak düşünün; bir ülkenin en büyük muhalefet partisinin lideri, 25 gün boyunca ve yaz sıcağında 500km’ye yakın bir yolu, partisine mal etmeden ve sadece “adalet” talebiyle yürüyor. Adama hala silik diyorlar, oldu canım.
Üzeri örtülmeye çalışılsa da bu yürüyüş dünya kamuoyunda ses getirecektir. Misal Avrupa Parlementosunun tavsiye niteliğindeki Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı. Alınan karar rencide edici olabilir evet ama şapkayı önümüze alıp bugünlere neden geldik diye düşünmekte de fayda var. “Kapıları açar, Mültecileri salarım” tehditine rağmen Avrupa’nın bu kararının iyi okunmasında fayda var. Ülkemizin geleceği için; “3. havalimanını ve 3. köprüyü kıskanıyorlar, güçlü Türkiye istemiyolar” gibi gaz alıcı bahanelerden daha fazlasına ihtiyacımız var.
Gelelim 15 Temmuz’un yıldönümüne. Şu geçen koskoca 1 yıla bakıyorum da, iyi ki darbe gerçekleşmemiş. Çünkü eğer bu hain darbe başarılı olsaydı; yüzbinlerce insan darbe hükmeti tarafından işinden atılacak, hapishaneleri boylayacaktı. Milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenler, hakimler ve savcılar, kodaman iş adamları vs ceza evlerini boylayacak, çok sayıda dernek ve vakıf kapatılacaktı. Ülkemiz uluslararası arenada saygınlığını yitirecek, çifte vatandaşlarımız tek vatandaşlık tercihi yapmaya zorlanacak ve vatansever gurbetçilerimizin Tük vatandaşlığından çıkmalarına yol açacaktı. Muhalif partilerin siyaset yapması engellenecek, bu partilerin her türlü faaliyetleri vatan hainliği veya terörizmle itham edilecekti. Dolar ve Avro, tarihi rekorları artarda kıracak, faiz oranları aylık %1’i geçecekti. İyi ki darbe olmadı evet.
“15 Temmuz, kontrollü bir darbe girişimidir” diyenlere hiç itibar etmeyiniz. Yok MİT ve Genelkurmay darbe girişiminden saatler öncesinde haberdarmışta, yok darbeye bilerek göz yumulmuş ve belki de önümüzdeki 10 yılda gerçekleşemeyecek kadar önemli rejim değişiklikleri bu sayede gerçekleştirilmişte, yok bütün FETÖ’cüler tek tek tespit edilebilse bile OHAL olmadan bunları devletten kazımak mümkün olmadığından gerekli tedbirler alınıp göz yumulmuşta… Geçiniz efendim bunları. Tamam, başbakanımız o saatlerde Ilgaz Dağında olabilir, cumhurbaşkanının Dalaman Havalimanında 3 uçak bekliyor olabilir hatta ve hatta cumhurbaşkanımız darbeyi eniştesinden öğrenmiş bile olabilir, olamaz mı allahaşkına?
Tarih bütün bunları not alsın…