10 Ocak 2018 – Sosyal Medya

SOSYAL MEDYA

Bu haftaki konumuz, günümüz Türkiye’sinde sosyal medyanın zararları… Sosyal medya yani ilçemizde bilindiği tabirle facebook, hayatımızda önemli bir yere sahip. İşin magazinel ve sosyal boyutunu bir yana bırakıyorum, siyasi boyutu da hayatımızda önemli bir yere sahip. Zira ilçemiz yöneticileri olsun, ülke yöneticileri olsun; kendilerini bu mecralardan eleştirerek hem toplumun bu konulardaki fikirlerimizi öğrenmesini sağlıyoruz, hem çarpık yönetim anlayışlarını vurgulayarak yönetenlerin daha dikkatli olmalarını sağlıyor, vatandaşın yani seçmenlerin ise ne olup bittiğinden haberdar olmalarını sağlıyoruz. Üstüne üstlük yaptığımız bu siyasal paylaşımlar deyim yerindeyse gazımızı da alıyor ve bizi sakinleştiriyor.

Bu kadar faydası var kabul ancak dikkat edilmezse zararı faydasından kat kat fazla. Şöyle ki, bu hesapların yeri geldiğinde takip edildiğini ve paylaştıklarınızın hesabının sorulduğunu, bir hukuçu olarak artık gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. “Benim gtü bklu hesabımı ne yapacak koskoca devlet,i başka işi gücü yok mu ki tek tek ne paylaştığıma baksın?” dönemi artık geçmişte kalmışa benziyor. Yapmış olduğunuz paylaşımlar yer yer Terör Örgütü Propagandası olarak değerlendirilip, sayfa sayfa, dosya dosya önünüze konup hesabı sorulabiliyor. Suçsuz olduğunuzu ispat edene kadar belki de tutuklulukta geçecek süreç ömrünüzden ömür alabiliyor. Bu sebeple siyasi paylaşımlar yaparken dikkatli olmakta fayda var.

Ancak bu kadar tehlikeye rağmen, siyasi paylaşımlardan kaçının demiyorum, asla. Zaten hedeflenen bu, yani susmanız. Paylaşın, eleştirin mizahını yapın ancak bunlar asla hakaret ve mevcut siyasal yapı uyarınca illegal kapıl edilen oluşumların propagandası olmasın. Misal beğenmediğiniz bir siyasiyi, yaptıkları ya da yapmakdıklarından ötürü yerden yere vurun, soru sorun, hesap vermesini isteyin. Ancak kendisine hakarette bulunmayın, “hırsızsın”, “katilsin” gibi söylemlerin siyasi eleştiri olarak kabul edildiği güzelim günleri geride bıraktık ne yazık ki. Dolayısıyla öyle bile olsaları ithamdan kaçının. Küfür edilmemesi gerektiğini herhalde söylememe gerek yoktur.

Gelelim daha detaylı meselelere. Mesala suç teşkil eden bir paylaşımı sizin de paylaşmanız ya da beğenmeniz atılı suçu sizin de işlediğinizin kabulüne yol açabilir. Dolayısıyla “ben sadece paylaştım, hoşuma gitmişti çünkü” gibi bir savunma sizi atıyorum terör örgütü propagandasından kurtarmaz. Yine amacından emin olmadığınız sayfalar ve gruplardan ayrılın. Zira bunların yapmış olduğu paylaşımların suç teşkil etmesi halinde üstün demokrasimiz sayesinde işin ucunun size de dokunabileceğini unutmayın. Herkes tarafından okunup yanıtlanabilen ve genellikle haber sayfalarının yaptığı paylaşımların altında kısır siyaset yapmaktan vazgeçin. Güzel bir söz var, belki bilirsiniz; anlatabildiğiniz karşınızdakinin anladığı kadardır, diye. “Ona hırsız diyorlar haklılar çünkü o kalbimizi çaldı” diyebilen bir guruha hiç bir şey anlatamayacağınız zaten ortada. Dolayısıyla tavırları ve söylemleri ile sizi çileden çıkaracak ve sizi ister istemez suça itecek tartışmalara troll muamelesi yapmakta fayda var. Yine bilgi kirliliğine (dezenformasyona) yol açan, kaynağı belirsiz haber sitelerinin; genelde hakaret içeren paylaşımlarını paylaşmamaya özen gösterin. Önemli son bir husus daha var. sosyal medya suçlarında kolluk fezlekesinin ilk cümlesinde “filan kişinin herkese açık profilinde” şeklinde bir ibare geçer. Profilin herkese açık olması, eğer üzerinize atılı suç propaganda suçu ise, sizi oldukça zor bir duruma sokacaktır.

Her paylaşımınızı, “acaba bunun hesabını sorarlarsa makul ne diyebilirim” düsturuyla yapın. Zira geldiğimiz nokta ne yazık ki bunu gerektiriyor. Ama en önemlisi, her şeye rağmen tıpkı istedikleri gibi yapıp paylaşım yapmaktan korkmayın. Zira demokrasinin varlığı, bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerinden değil, etmelerinden geçer.