10 Mayıs 2017 – Mahalle Yanarken

Bu haftaki yazım Cehape’deki vaziyetler üzerine. Selin Sayek BÖKE’nin yönetimden istifasından, devrik lider BAYKAL’ın açıklamalarına; Fikri SAĞLAR’ın tek adamlık benzetmesi üzerine Kılışlar’ın “göndeririz” söyleminden, Muharrem İNCE’nin genel başkanlık sevdasına olan biteni genç bir partili gözünden sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Malum, şaibeli bir seçim geçirdik. YSK’nın seçimden 2 gün sonra zahmet edip sitesinden yayınladığı 660 sayılı karar ile “kanunun açık hükmüne rağmen” mühürsüz zarf ve oy pusulaları geçerli sayılarak, referandumdan evet çıkarıldı. Bu sadece benim fikrim değil, Batı hatta Doğu basını ve medyası da bu iddiaları dillendirmekte. Tarih de bu dönemi böyle yazacak emin olun.

Bütün bu anti-demokratik süreçte, en büyük ve güçlü muhalif oluşum olan CHP’nin daha etkin bir duruş sergilemesi gerektiğini kendi adıma söyleyebilirim. Mitingler düzenlenmeli, ilçe ilçe gezilmeli ve bu hukuksuzluk herkese anlatılmalıydı. Dışarıda da diplomatik bütün kanallar vasıtasıyla referandumun meşruluk sıkıntısı ülke ülke anlatılmalıydı. Yapılmadı…

Peki ne yapılıyor? Tabi ki yukarıda bahsettiğim parti içi çekişmeler… Kılışlar’ı istemeyen parti içi muhalefet, bahsettiğim referandum sonuçları karşısındaki etkisiz duruşu sebep gösterek (yada bahane ederek) Kılışlar’ın genel başkanlıktan çekilmesini istiyorlar. Haklılar mı peki? Neden olmasın, elbette olabilirler. Peki şimdi sırası mı bu tartışmanın? Tabi ki hayır!

Önümüzde henüz yeni bir seçim yokken ve şaibeli referandum sonuçlarının üzerine varla yokla, bütün enerji kanalize edilerek gidilmesi gerekirken bu aniden baş gösteren sorunlar niye? Kılışlar’ı eleştirme hususunda şahin kesilen tiplerin, referandum sonuçları hususundaki bu sessizliği niye? BAYKAL’a hiç değinmiyorum bile; kabul edilmemesi gereken referandum sonuçlarına rağmen başkan adayı belirleme çabasında olan, hatta hatta Abdullah GÜL’ün adaylığı hususunda da yeşil ışık yakan bir kimseyi CHP’nin başında görmeyi kim ister ki?

BÖKE’nin tepkisi ve SAĞLAR’ın söylemleri haklı olabilir; hatta İNCE, Kılışlardan daha iyi bir genel başkan olabilir, bilemiyorum. Ama Kadir TOPBAŞ’ın FETÖ’den içerde olan damadı; sağlık sorunları bahane edilerek serbest bırakılıyorken, onlarca iktidar partisi mensubu mülakatla Hakim & Savcı yapılıyorken CHPde yaşanan bu koltuk kavgası beni yiyip bitiriyor. Ve nedense bu konuda yalnız olmadığıma eminim.

Korkum odur ki; açık hukuksuzluk karşısında yeri yerinden oynatması gereken ülkenin en köklü partisinin bu çıkmazı karşısında, %25’lik kemik seçmenin farklı alternatiflere kayması… Umarım benim dışımda da birileri bu ihtimalin farkındadır…