09 Mayıs 2018 – Bahçeli – Son AKP Bükücü

Cumhur ittifakının küçük ortağı MHP’nin daha doğrusu BAHÇELİ’nin, en az diğer muhalefet partileri kadar AKP aleyhine çalıştığını söylesem ne dersiniz? Peki ya biraz daha ileri gidip, BAHÇELİ’nin böyle bir planı uygulamak için içeri sızmış olabileceği ihtimalini dile getirsem deli olduğumu düşünür müsünüz?

Cumhur İttifakının gündeme geldiği 6-10 aylık süreçten bugüne neler yaşandığına göz atmadan önce, AKP’nin neden baraj altında kalan bir partiyle ittifaka giriştiği ihtimallerini değerlendirelim. Malum 16 Nisan referandumu AKP’nin tek başına gerçekleştirebileceği bir şey değildi. Zira en az 330 vekilin evet oyu gerekiyordu ve AKP, MHP’nin desteği olmadan başkanlık sistemine geçemezdi. MHP de o dönem MHP Genel Başkanlığı konusunda karşısına çıkan birbirinden güçlü rakiplerininin önünü enterasan ilçelerde açmış olduğu davalarla kesmiş, bu adayları destekleyen ve azımsanamayacak sayıdaki seçmeninin desteğini de bu şekilde kaybederek baraj altına doğru büyük bir hızla sürüklenmeye başlamıştı. Dolayısıyla baraj altından kurtulabilmesinin yolu barajı indirmekti.

Nitekim öyle de oldu. BAHÇELİ, yanlış hatırlamıyorsam bir kaç defa barajın indirilmesi teklifinde bulundu. Ancak yarar-zarar dengesinin gözeten AKP bu fikre sıcak bakmadığı gibi, MHP’nin parti dışına itilen ve şimdiki İYİ Partinin kurucuları olan güruh, MHP’nin baraj sıkıntısı yaşadığını ilk kez dillendirmiş oldular. Bunun üzerine BAHÇELİ kapalı kapılar ardında, “muhtemelen” ittifaklı seçim sisteminin kabulü halinde, AKP’nin istediği başkanlık sistemini destekleyeceğini deklare etti.

16 Nisan Refarandumunda AKP’nin istediği oldu, Cumhur ittifakıyla da MHP’nin… Peki ödeştiler mi? Hayır, AKP bu müttefiklikten, aşağıda detaylıca izah etmeye çalışacağım üzere oldukça fazla yara aldı. BAHÇELİ bunu gördü ki, AKP tarafından işlevsiz görülüp kapı önüne süpürülmeden erken seçim çağrısında bulundu. Zaten oyları da hızla erimekteydi. İşte bugün hızla ilerlediğimiz erken seçimin benim kafamdaki oluşma sebebi bu.

Gelelim neden BAHÇELİ’nin neden AKP’ye zarar verdiğine. Öncelikle AKP’nin, Kürt seçmen ya da Kürt oyları diye yakışıksız şekilde tabir edilen kesmin tercih ettiği 2. parti olduğunu hatırlayalım. MHP ile yapılan ittifakın, bu tabanda oluşturduğu rahatsızlığı sanırım dile getirmeme gerek yok. Yani AKP, Cumhur İttifakı ile Kürt oylarının büyük bir kısmını yitirmiş oldu diyebiliriz.

İkinci durum; Kürt oylarından vazgeçip milliyetçi oyları hedefleyen AKP’nin, yine milliyetçi kadrolardan oluşan ve milliyetçiliği merkeze alan İYİ Parti gibi bir rakiple karşılaşmasıdır. Tabi ki bu rakibin ortaya çıkması hususunda BAHÇELİ’nin insan-üstü çabalarını sanırım anlatmama gerek yok. BAHÇELİ adeta İYİ Partiyi AKP’nin başına musallat etmiş oldu. Bu sayede AKP, uğruna Kürt oylarından vazgeçtiği milliyetçi oyların tamamını cebine indirememiş oldu.

İYİ Parti demişken, üçüncüsü de sağda iktidar olabilecek kadrolara ve tabana sahip, diğer siyasi oluşumlarla ahenk içerisinde hareket edebilen ve keskin çizgileri bulunmayan, Türk milletinin sevdiği ve mükafatlandırdığı “mağduriyet”i dibine kadar yaşamış olan İYİ Parti; sağ iktidarlardan medet uman ve tercihini hep bu yönde yapmış olan ülkenin %65’lik kısmına göz kırptı. Yani AKP, karşısında bir anda henüz kendisi kadar güçlü olmasa da, alternatifi olarak görülebilecek bir partiyi bulmuş oldu BAHÇELİ sağolsun.

Dördüncüsü, MHP’nin desteğiyle Başkanlık sistemine geçilmesi. Evet aslında bunu AKP istedi ancak MHP’nin desteği olmadan bu mümkün değildi. Peki neden kendi getirdiği sistem AKP’ye zarar versin ki? Hemen anlatayım. AKP %40 bandında oy alıp iktidara gelebiliyorken artık %51’lik kesmin oyuna ihtiyacı var. (İkinci turda da herkesin aleyhine ittifak yapacağı öngörüldüğünde de durum aynı) Dolayısıyla seçimler ittifaka rağmen AKP için çok zorlaştı.

Beşincisi ise; Saadet, Demokrat, Adalet Partisi gibi küçük partileri Pac-Man misali yutan AKP, CHP’nin “0 baraj” politikası sonucunda CHP ittifakı çatısında seçime girip baraj sorununu aşan bu partilerin oylarından mahrum kaldığı gibi; yıllardır bu partilerin barajı geçemediğini öngörüp AKP’ye oy veren seçmenin de oylarının geri dönmesine yol açtı. Yani BAHÇELİ meclise girebilsin diye diğer bütün küçük partilerin meclise girebilmesinin, dolayısıyla AKP’nin sandalye sayısının azalması sağlanmış oldu. Demokrasi ve temsilde adalet için de çok iyi oldu.

Altıncı ve sonuncu ise, BAHÇELİ’nin İYİ Partiye FETÖcü muamelesi yapmasının ve sürekli bunu gündeme getirmesinin AKP’ye verdiği zarar. Ne zaman BAHÇELİ bunu gündeme getirse, hedef aldıkları kimse ve oluşumlar, AKP’ye “siyasi ayak” muamelesi yapıp yüklenmekteler. Yani AKP yapmadığı propagandanın ceremesini, MHP yüzünden çekmekte.

Şimdi müsadenizle şunu sormak istiyorum? Hangi partinin lideri bugüne kadar BAHÇELİ’nin verdiği kadar zarar vermiştir AKP’ye?