Referanduma gidiyoruz malumunuz. Yurtdışı oylar, bilhassa Almanyadaki gurbetçi oyları Evet cephesi için önemli, en azından genel seçim sonuçları bunu işaret ediyor. Dolayısıyla siyasilerin Almanya başta olmak üzere, Türklerin yoğun yaşadığı diğer ülkelerde miting yapma istekleri makul. Makul olmayan ise Avrupa ülkelerinin buna müsade etmemesi.
Fikir yayma hürriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin önemli haklarından biri oysa. Ne olursa olsun; şiddet yada hakaret içermediği müddetçe herkes kendi fikrini açıklamakta, yaymakta hatta açıklamamakta hürdür. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinin uygulamaya başladığı miting ve propaganda yasağı hukukla bağdaşmamakta. Tabi Türkiye’de de Hayır diyenlerin durumu ortada da neyse.
İşin bir trajik boyutu da, Avrupa’nın bu tutumunun mağdur-kolik… neyse OHAL’deyiz.
Gelelim neden bu hafta bu konuya değindiğimize. Sayın Cumhurbaşkanımız, Pazar günü İstanbulda düzenlenen Tokatlılar gecesinde şu sözleri sarfediyor: “…konuşturtmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım…” İroni yapmıyorum, sonuna kadar haklı, sonuna kadar da destekliyorum. Ciddiyim evet. Gerçekten de Almanya veya herhangi bir Avrupa ülkesinin bu tarz mitingleri “anti-demokratik rejime geçiş” gerekçesiyle bile olsa engellerse, bu durum dünyanın gündemine oturtulmalı. Sadece bunla da kalınmamalı aşağıda detaylıca izah etmeye çalışacağım yaptırımlar da uygulanmalıdır.
Öncelikle Almanya veya diğer Avrupa ülkelerinin bu anti-demokratik tutumu, Birleşmiş Milletler Genel Gurulunda hatta hatta Güvenlik Konseyinde gündeme taşınmalı, onlarca sayıdaki müttefik ve dostumuz ülkelerin yardımıyla bu ülkelere, kınamadan – BM üyeliğinden çıkarmaya bütün yaptırımların uygulanması sağlanmaya çalışılmalıdır.
Türk şirketleri, Almanya’ya olan ihracatı kesmeli, Almanya’ya ciddi bir ekonomik fayda sağlayan dönercilerimiz başta olmak üzere esnaflarımız işyerlerini kapatıp ülkeye dönmek suretiyle Alman ekonomisi iflasa zorlanmalıdır.
Aynı şekilde özellikle devlet kadrolarınca tercih edilen Alman otomobillerinin ithalatı durdurulmalı, yerlerine yerli ve milli otomobiller tercih edilmeli. Gerçi araçlardan alınan ÖTV+KDV düşünüldüğünde devletimizin daha çok zarara uğrama ihtimali de mevcut, bilemiyorum Altan.
Hatırlı dostlarımız Katar, Suudi Arabistan, Nijerya, Azerbaycan gibi ülkelerden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine ekonomik (ambargo vs) ve diplomatik yaptırımlar uygulanması talep edilmeli, Almanya ekonomik çıkmaz içine sokulmalıdır.
Merkez Bankasındaki Euro rezervlerinin tamamı piyasaya sürülmeli, Euro-TL paritesi TL lehine çözümlenmeli, Euro’usunu bozan vatandaşa döner ısmarlanmalı, bedava traş imkanı sağlanmalı ve nihayetinde 1 TL 3 Euro olmalıdır.
Daha önce denediğimiz ve başarıya ulaştığımız “kapıları açarız” söylemi ile Suriyeli sığınmacıların Avrupaya gönderilebileceği mesajı verilmelidir.
Üçüncü havalimanı projesi bir an önce tamamlanmalıdır. (Nedenini ben de bilmiyorum valla)
Bütün bu yaptırımlar neticesinde, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin geri adım atmayacağını iddia edebilecek olan var mı?
Hayırlısı…