07 Mart 2018 – Yavru İktidar

Bir zamanlar… Henüz yerli ve milli olduğunu iddia eden ittifaklar gündeme gelmemişken, hani PKK ile masaya oturulan zamanlar işte… Yok yok daha eski; ordudaki vatansever subayların sahte delillerle içeri tıkıldığı, Türkçe Olimpiyatlarının pohpohlandığı hatta anısına para bastırıldığı dönemler… Evet işte o zamanlar, meclisteki 3. parti olan MHP, “yavru muhalefet” olarak adlandırılıyordu, hatırlarsınız. Şimdi o MHP, iktidar olma hevesini tamamen bırakıp, 15 yıldır iktidarda olan başka bir partiyi ve partinin liderini ve daha seçime 2 yıla yakın vakit varken destekler hale geldi. Yani “benim partim kesinlikle iktidar olmaz, iktidar adayı bile değil” mesajını verdi.

Ucundan da olsa iktidar sarhoşluğu tam olarak böyle bir şey ki; barajın altından kurtulabilmesi için tek çaresi olan yeni ittifaklık sistemini, “sanki her partinin kendileri gibi baraj sorunu varmışçasına” fütursuzca diğer partilere de dayatmaya başladı. Yani tam bir “ben battım herkes batsın” anlayışı sergilenmekte. Üstüne üstlük kurulmasını baskıladığı başka ittifaklara da; kendi ittifakı için bulduğu ve yeni neslin aşina olmadığı ve oldukça anlamsız karşıladığı “cumhur” gibi, saçmasapan isimler bulmaya başladı.

Diğer partileri yıpratacağım diye olmadık söylemlere giren MHP, seçime kadar uzanan uzun süreyi daha da fazla oy kaybederek geçirececeğe benziyor. Zira ne ekonomik ve toplumsal sorunlara ne de diplomatik sıkıntılara ilişkin politika üretmekten vazgeçip, bütün enerjisini kendisini baraj altına iten İYİ Partinin başarısını engellemek için harcamakta. Umarım parti içerisinde aklı selim birileri yapılan içi boş siyasetle daha fazla oy kaybedildiğinin farkına erkenden varır da, MHP müstakbel ittifak ortağı tarafından işe yaramaz görülüp hakının altına süpürülmez.

MHP, tepki duyulan partilerle ittifak olmanın olumsuz getirilerini nasıl iyi biliyorsa artık; vebalı muamelesi yaptığı HDP ile CHP’den İYİ Partiye bütün diğer muhalif partileri zorla ittifaka sokma derdinde. MHP’nin “Gülümsedi, kesin verecek” mantığıyla HDP’yi ziyaret eden ilk partiyi “aha işte HDP ile ittifak görüşmelerine başladılar” diye “uğursuz”, “bereketsiz” gibi kendi içerisinde kafiyeli ama kulağa hoş gelmek dışında başkaca bir işe yaramayan sıfatlarla nitelendirmeye başlayacaktır, demiştim dersiniz. Zira toplumdaki HDP yargısı (evet yargı, önyargı değil) etrafına zarar verecek kadar fazla ne yazık ki. Bunda HDP’nin terör örgütleriyle arasına kesin çizgi çekemeyişinden, Türkiye partisi olamayışına kadar çok farklı etkenler rol oynuyor, bu zaten oldukça derin bir konu. İşte kendi batan MHP, HDP üzerinden diğer partileri de batırma derdinde, çırpınışları bu yüzden.

Velhasıl yazının sonunda nacizane tahminimi de paylaşayım. Eğer seçim vaktinde olursa ve seçim sistemi de seçmin kendisi de şaibeden uzak kalabilirse, MHP büyük ortak tarafından kenara atılacaktır. Milliyetçi oyların büyük bir ksımını İYİ Partiyle paylaşan AKP için MHP’nin marka değeri de anlamsız gelmeye başlayacak, muhtemel bir İYİ Parti başarısıyla MHP’li kadrolar batan gemiyi terketmeye başlayacaklardır. Alın size 90’lı neslin daha önce hiç karşılaşmadığı “bir partinin eriyişi”…