06 Aralık 2017 – Gerçekten Aynı Gemide miyiz?

Normal şartlar altında; rüşvet alan ya da veren kişi haber olur, rüşvet almayan kişi değil. Ama nedense bugün konumuz önüne gelen bütün rüşvet tekliflerini reddeden Memur Teoman…

Teoman COŞKUN, sıradan bir gümrük memuru aslında. Kendisini, montaj olarak nitelendirilen 17-25 Aralık tapelerinden tanıyoruz. Şimdilerde yine gündemde olmasının sebebi de ABD’de görülen (bizim ZARRAB davası diye bildiğimiz) Hakan ATİLLA davası… Memur Teoman, Atatürk Havalimanında görevli iken malum olaylardan ötürü Gaziantep’e sürülmüş. Tapelerde de kendisinden şöyle bahsediyor ZARRAB: “Teoman’a neler yaptım, ne vaatler, ne şeyler. Yok yok adam almıyor. Ben memuriyetimi yakamam, diyor.” Memur Teoman’ın hazırladığı bir tutanak sayesinde, devletin kasasına 57 Milyon TL para giriyor. Ne kadar özlemişiz bu tabloyu, öyle değil mi? Ne kadar olağan dışı geliyor bize…

Velhasıl, Memur Teoman malum kişilerle aynı gemiye binmemiş o zamanlar. Belki de emekli olana kadarki maaşının, emekli ikramiyesinin, emeklilik maaşının tamamından katbekat bir tutar rüşvet olarak teklif edildi kendisine ama kabul etmedi işte. Şimdiler de çıkıp Memur Teoman’ın da yolsuzluk yapan ve rüşvete karışanlarla aynı gemide olduğu, ABD’nin bu gemiyi batırmaya çalıştığını, birlik ve beraberlik içerisinde dış mihraklara karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini, yoksa vatan haini olduğumuzu sıkılmadan söyleyebiliyorlar TV’lerde.

Gemiden kastınız ne? Gemi; burada her şeyi inkar edip yargılanmadan serbest kalan, Türk bayrakları önünde canlı yayına çıkarıp, bakanlar tarafından kendisine plaketler verip aklamaya çalıştığınız Reza ZARRAB’ın, ABD’de inkar ettiği her şeyi bir bir kabul edip itiraf etmesiyle ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk gemisi mi? Eğer öyleyse o gemide yalnızdınız zaten hep; ne Teoman, ne de ambargonun delinmesiyle cebine tek kuruş girmeyen halk o gemiye hiç binmemişti.

Ha ama bahsettiğiniz gemi, ülkemiz ise o zaman ülkenin selameti için yapacak tek şey var. Bu gemi batırılmadan önce, lütfen bu gemiden ininiz. İstifa edin ve yaptıklarınızın bedelini kendiniz ödeyin, eğer gerçekten ülkeyi düşünüyorsanız. ABD’de yaşananların bir tiyatro olduğunu düşünüyorsanız, derhal Uluslararası Hukuk yollarına başvurun ve bu tiyatronun durdurulmasını sağlayarak, ülkenin daha fazla prestij kaybetmesine ve zarar görmesine mani olun. Siz aklanmak için en ufak bir çaba gösterin, biz de halk olarak yanınızda duralım.

ABD içişlerimize karışıyormuş. Karışıyor ne yazık ki evet. Ama neden? Siz ellerine koz verdiğiniz için olabilir mi acaba? ABD’nin farkedeceğini bile bile ABD aleyhine işlere girişin, sonra ABD üzerinize çökünce vatan-millet-sakarya diye milli meseleye çevirin. Oldu canım…

Ulusalcı güruha da değinmeden geçmeyelim. Neymiş ABD’nin ekmeğine yağ sürmeyelimmiş. Tamam sürmeyelim, ABD’yi biz de benimsemiyoruz zaten. E ne yapalım ya da neyi yapmayı keselim ABD’nin ekmeğine yağ sürmemek için peki? Göz göre göre ve sizin de kabul ettiğiniz üzere, ABD ülkemize sizler yüzünden operasyon düzenliyorken, istifa etmeyin mi diyelim, ne yapalım? Yani 2. Dünya Savaşında bir Alman vatandaşının çıkıp “Bu adam benim Führerim, eleştireceksem onu ben kendim eleştiririm. Elin Amerikalısı kalkıp ‘Hitler Yahudi yakıyor’ derse Führerimi yedirtmem” dese dinler miydi Müttefik Devletler? Allah aşkına “yolsuzluk yapmadınız, rüşvet almadınız” desek ABD bize mi inanacak?

Aynı Ulusalcı güruh bir de “yolsuzluk ve rüşvet varsa bunun hesap yeri ABD değil Türkiye’dir” diyor. Katılıyorum, bizim iç meselemizden ABD’ye ne? Ancak bizim de meseleyi çözemediğimiz daha doğrusu çözmediğimiz ortada. Burada her şeyi inkar edip, halk kahramı ilan edilen ZARRAB’ın, ABD’de bülbül gibi ötüp gerçek yüzünü göstermesi bunun en açık örneği değil mi? Aklayarak hakkını yedirdiğiniz toplumun, gerçeği ortaya çıkaran başka bir ülkenin adaletinden medet ummamasını beklemek ne kadar makul peki? Bizim iç meselemizse, biz çözmeliydik, çözümü ABD’ye bırakmamalıydık. Belki de ABD’nin elinde oyuncak olmazdık o zaman, kim bilir…

Bu gemiyi gerçekten düşünüyorsanız, lütfen inin bu gemiden gemi sizin yüzünüzden batmadan…

*http://www.hurriyet.com.tr/memur-teoman-in-tutanagi-29520079