Eskiden 1 Ocak sabahları geç kahvaltıda; milli piyangonun hangi şanslı illere çıktığını, biletlerin hangi bayiilerden satıldığını, yılbaşında doğan yılın ilk bebeklerini ve zamanlama konusunda limitleri belirleyen ebeveynlerin haberlerini izlerdik.
Eski Türkiye geride kaldı… Yeni Türkiyede ise 1 Ocakları önce Taksim tacizlerini şimdilerde ise yılbaşı kutladıkları için katledilenleri izliyoruz. Tekrar ve defalarca belirttiğim gibi; Yeni Türkiye’ye hoş geldiniz…
Günlerdir sosyal medyada yılbaşı caiz değildir şeklinde paylaşımlar görüyoruz. Sosyal medyayı geçtim, sokak sokak gezip bildiri dağıtan takkelilerden tutun, noel baba kılığına soktukları arkadaşlarının kafasına silah çekerek meydanlarda yılbaşı karşıtı propaganda yapan takunyalılara kadar bütün yobaz kesim; kendi kutlamadıkları yılbaşını kimseler kutlamasın diye cehennem ateşinden mermiye her türlü arguman ile halkı tehdit ettiler.
Bir Hollywood klişesinde olduğu gibi; “Gösterilen silah varsa, patlar.” Nitekim öyle de oldu, yobazların doğrulttuğu silahın tetiğini çekmek “bir kaç öfkeli genç”e düştü. Reina’yı taradılar. 39 ölü ve onlarca yaralı…
TV’lerde yorumcular anlattılar. IŞİD’in üstlendiği saldırının amacı; laik kesim ile muamazakar kesimi birbirine düşürmek imiş. Bu yüzden oyuna gelmeyip birbirimize düşmememiz, isyan edip terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmememiz gerekiyormuş. Yani seküler kesmin alttan alması gerekiyor hem de kendi yaşam tarzlarına saldırıldığı, saldırıda ölmeyenlere gözdağı verildiği halde.
Peki. Alttan alalım da bunun karşılığında muazamakar kesim ne yaptı ya da ne yapacak? Onlar kendi yaşam tarzlarını bize dayatmaya hatta bildirilerle, saçma sapan gösterilerle bizi tehdit etmeye yeltendiklerinde bütün medya ve siyasiler görmezden gelecek ama biz haklı olarak isyan edince herkes üzerimize gelecek. Oldu canım, domalalım mı bir de?
Ulan daha teröristler tarafından kalleşçe öldürülsek bile “şehit” diyemiyorsunuz bize. Nasıl birlik olmamızı istiyorsunuz? Bir olalım istemiyorsunuz zaten, siz olalım istiyorsunuz. Tek tip ılımlı-islam modeline bürünelim istiyorsunuz. Bu olmayacak. En basitinden; çünkü biz alkol alan modern/seküler insanlar çocuk tacizlerini görmezden gelemeyiz. İstediklerinize şehit diyip istediklerinize demiyerek de ortaçağ hristiyanlığını taklitten öteye gidemiyorsunuz.
Gelelim katliamdan kimin sorumlu olduğuna. IŞİD hali hazırda üstlenmiş zaten tamam da, maşa kim? Söyleyeyim, bundan önceki 30 küsür diğer saldırıda olduğu gibi, “mülteci” olarak tabir edilen Suriyeli biridir kuvvetle muhtemel. Peki bu adamın Türkiyede işi ne? Avrupa’nın sırf mülteciler kendi topraklarına girmesinler diye Türkiye’ye milyarlarca avro teklif etmesinin sebebi ne? Paramiliter cihadçıları donatan, maddi kaynak sağlayan Suudi Arabistan’ın neden bugüne kadar 1 tane bile mülteci almamasının sebebi ne? “Yarın biz de mülteci konumuna düşebiliriz” gibi saçma sapan bir gerekçeyle ülkeyi mülteci cennetine dönüştürdünüz ve şimdi biz bunun bedelini canımızla ödüyoruz.
Riena’nın sahibi açıklıyor. Yabancı istihbarat servisleri bize saldırı olabileceği uyarısında bulundular diye. Bu sırada bizim istihbaratımız ne yapıyor? Açılışı şimdiki devlet büyüklerimizce yapılan Bank Asya’da kimlerin hesabının olup olmadığını araştırıyor evet, bu benim bizzat karşılaştığım bir olay. İlla başka işler de yapıyorlardır günahlarını almayayım evet ama buna da boşu boşuna enerjilerinin bir kısmını harcıyorlar.
Devlet büyüklerimiz ise hala “terör örgütünün istediği olmasın” düsturuyla istifaya yeltenmiyorlar. Siz istifa edince örgütün istediği olmaz sevgili yöneticiler merak etmeyin. Belki daha ehil birileri gelir de o kadrolara, daha fazla masum insan ölmez. Yoksa tarih bugünün iktidarını, vatan-millet sevdalısı değil, koltuk sevdalısı olarak yazacak, uyarması benden.
Son olarak şunu sormak istiyorum: Bizi IŞİD’in nişangahına kim ve neden oturttu?
*Meksika Açmazı: Western (Kovboy) filmlerinde herkesin birbirine silah doğrulttuğu klişe sahne