04 Kasım 2015 – Türkiye Seçimini Yaptı

Bu hafta elim klavyeye pek gitmese de çarşamba günkü köşemi boş bırakmamak adına birşeyler karalamaya karar verdim.

Sonuçları çok tartışılsa da bihayet 2015’in 2. seçimini de geçtiğimiz pazar atlattık. Oy ve Ötesi oluşumu olarak ülke çapında toplamda 43 ilde, 133.00 sandıkta ve 50.000’e yakın gönüllü ile sabahın 7’sinden akşam çuvallar ilçe seçim kurullarına uştırılana kadar görevdeydik. Seçim sırasında bir çok usulsüzlüğün önüne geçildiği gibi seçimden sonra da diğer partilerin de yardımıyla toplanan toplamda 185.000’e yakın “ıslak imzalı” tutanak, sisteme girildi. Burada 25.000’e yakın gönüllü bilgisayarları üzerinden tutanakları teyit ederek, oy sayılarını sisteme yüklediler.

Kuvvetle muhtemel; bu yazıyı kaleme aldığımda; itirazda bulunmaları için tespit edilen bütün usulsüzlükler siyasi partilere bildirilmiş olacak. Artık top sisyasi partilerde. Bakalım sosyal medyaya yansıyan ve oy oranlarını ciddi şekilde etkileyebilecek olan usulsüzlükler gerçek mi, yakında hepimiz öğreneceğiz. Eğer yetişirse; sonuçların bir kısmını da perşembe yada cuma günü tekrardan köşemde kaleme alacağım.

Gelelim sonuçların esasına. Eriyen MHP oyları tabanının geçirgen olduğu AKP’ye yaradı. MHP, HDP’nin de gerisinde kalarak 4. parti olarak meclise girdi. Ağır toplarının bir kısmı ise seçilemedi.

HDP ise anlaşılmayacak şekilde, AKP’nin o kadar milliyetçi söylemine, “Çözüm sürecini dondurduk” beyanlarına ve tabanınının çok da geçirgen olmamasına rağmen oylarının bir kısmını AKP’ye (Yer yer CHP’ye de) kaptırdı. Ama MHP’nin başarısızlığı üzerine 3. parti yani yavru muhalefet olarak mecliste yerini aldı.

CHP ise her zaman ki gibi kemik oyunu arttıramayarak %25 oyla ana muhalefet koltuğuna oturdu. Bu sefer daha fazla milletvekili ile hem de.

Seçimin kaybedeni olan bu 3 parti lideri de her zamanki gibi kendilerinde herhangi bir hata görmeyip çaylarını yudumlamaya devam etme kararı aldılar. Hatta HDP ile giderek seçim sonucunu bir başarı olarak değerlendirdi.

AKP ise seçimin tek kazananı olarak tek başına iktidar kapısını araladı. Tek başına anayasa yapma yeterliliğine ulaşamasa da tek başına iktidar olmanın bütün nimetleri 5 ay sonra yine önüne döküldü. Balkon konuşmaları, sarayın tepkisi vs hepiniz zaten televizyonlardan biliyorsunuz.

PKK’nin eylemleri ve infazlarının terörle arasına mesafe koyamayan HDP’nin oylarını düşüreceği, ülkede kan dökülürken uzlaşmaz tavır sergileyen MHP’nin milliyetçi oyları daha çözüm odaklı hareket eden ve oslo görüşmeleri ve çözüm sürecine rağmen milliyetçi söylemlere yönelen AKP’ye kayacağı, Suruç ve Ankaradaki patlamaların Davutoğlunun da belirttiği üzere AKP’nin oylarını yükseliş trendine soktuğunu değerlendirdiğimiz de bile 5 ay gibi kısa bir süre içerisinde 1 milyon oya tekabül eden %9’un nasıl saf değiştirdiğini anlamak gerçekten mümkün görünmüyor.

Hatayda bağımsız adaydan boşalan 19.000 oyun akıbeti de hala çözülebilmiş değil.

Hakkımızda hayırlısı…