Bütün dünya gibi ülkemiz ve hatta ilçemiz de son 2-3 haftadır Volkswagen grubuna ait bazı araçlardaki emisyon hilesi, hileli araçların akıbeti ve şirketin batıp batmayacağı hususlarını tartışıp duruyor. Bir otomobil tutkunu olarak ilçemizde en çok tercih edilen binek araçlardan biri olan bu markanın mevcut durumunu biraz da bayramların verdiği rahatlıkla kaleme almaya karar verdim.
Volkswagen neden bunu yaptı?
Tahmin ettiğiniz üzere maliyetleri azaltarak daha fazla kar elde etmek için. Habertürk’ün haberine göre şirket, mevcut dizel motorların Amerikan Emisyon Standartlarına uygun hale getirilebilmesi için yeni dizel motorlar geliştirmeye başlamış. Fakat bu yeni motorların araç başına 335 dolar ek maliyet getirmesi şirketi bu yönde hareket etmeye itmiş.
Hile tam olarak ne?
Çok teknik olmamakla birlikte söz konusu hile; dizel araçlardaki bir programın; araç içi basınç durumu ve çeşitli sensörler ile aracın emisyon testinde mi yoksa gerçek sürüşte mi olduğunu tespit ederek, motor devri ve gaz salınımını testteyken normalin 1/40 kadar düşürmesine dayanıyor. Yani araç testteyken çevreye duyarlı gibi görünse de normal kullanımda çevreyi gereğinden oldukça fazla kirletmekte.
Hangi araçlar etkileniyor?
Toplam 11 milyon aracın bu yazılımla piyasaya sürüldüğü belirtiliyor. Tam emin olmamakla birlikte 2009-2015 modelleri kapsıyor. Marka marka belirtecek olursak;
Audinin 2,0 dizel motor kullanan A1, A3, A4, A5 ve A6 sedan, Audi TT roadster, Q3 ve Q5 SUV modelleri
Volkswagenin dizel Polo (1.6L), Golf / Golf Cabriolet / Golf SW / Golf Plus (1.6L et 2.0L), Jetta (2.0L), Passat / Passat SW (2.0L), CC (2.0L), New Beetle (2.0L), Scirocco (2.0L), Tiguan (2.0L), Touran (2.0L), Sharan (2.0L), Transporter 6 (2.0L) modelleri
Skodanın dizel Fabia (1.6L), Octavia (2.0L), Superb (2.0L), Yeti (1.6L et 2.0L) modelleri
Seatın dizel Ibiza (2.0L), Leon (2.0L), Altea (2.0L), Exeo (2.0L) modelleri
Türkiyede durum ne?
Türkiye “ara eleman” ülkesi olmanın da soğukluğuyla şimdilik sadece gelişmeleri takip ediyor gibi görünüyor. İlk resmi açıklama ise Çevre Bakanlığından geldi. Bakanlık, sürecin değerlendirilerek araçların tespiti için yol haritası hazırladığını belirtti. Araçların tespitinden sonra ise ne olacağı şu an için belli değil. Ama görünen o ki bütün dünyada değişeceği üzere Türkiyede de emisyon ölçüm teknikleri bu yeni duruma adapte edilecek.
Bu araçlardan birine sahibim, şimdi ne olacak?
Tüketici hukukunda tüketiciye; para iadesine kadar geniş seçimlik haklar tanınmış ise de şirketten beklenen hamle, araçların geri çağrılarak söz konusu usulsüzlüğün ücretsiz giderilmesi yönünde. Bu durumun araçların mevcut performanslarını ve yakıt tüketimlerini nasıl etkileyeceklerini şu an için bilmiyoruz. Fakat yapılan değişikliklerle tüketicinin araçtan elde edeceği verimin düşmesi halinde araç hukuki anlamda “ayıplı mal” olarak kabul edilip, hukuki kanallarla parasının iade edilmesii bile mümkün olabilecek. Söz konusu haklardan yararlanılabilmesi için de aracın garanti kapsamında olmasına gerek yok. Ama şirketin olayın patlak verdiğinden bu güne kadar ki hisse değer kaybı, ödeyeceği tazminatlar ve marka değerinin düşeceği gibi etkenler gözönünde bulundurulursa 0 araçların değerlerinin düşeceği, bu durumun da 2. el piyasasına yansıyacağı unutulmamalı.