Nihayet Suriye’de yürütülmekte olan kirli savaşın biteceğini müjdeleyen adımlardan ilki atıldı. Obama ile Putin arasında geçtiğimiz hafta yapılan görüşmelerde; ateşkesin en geç 26 Şubat öğlene kadar taraflarca kabulüyle, 27 Şubattan itibaren geçerli olması kararı alındı.
Tabi bütün bunları Putin’in basına verdiği mülakatlardan öğreniyoruz. Nedense Türkiye bu görüşmelerin hiçbir yerinde yok. Hani ortadoğuda bizden habersiz kuş uçmazdı? Neyse. Konumuza dönecek olursak; bütün bu açıklamalara ek olarak Putin, bu ateşkesin “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyince terörist olarak kabul edilen El-Nusra ve IŞİD”in ateşkes kapsamında olmadığının, bunların temizlenmesine devam edileceğinin altını çiziyor. Şimdi bu ılımlı muhalif ve kızgın gençleri destekleyenler düşünsün.
E peki ateşkes neyi kapsıyor o halde diye sormakta haklısınız. Bu ateşkes rejim ile Kürtler arasında çok önceden yapılan anlaşmayı tekrarladığı gibi diğer küçük silahlı muhalifleri kapsıyor. Kaldı ki bu grupların hakimiyetinde kalan bölgeler neredeyse mahalle küçüklüğünde ve bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Yani ateşkes ile ABD ve Rusya’nın ortak hedefi “gerçek” sivil ölümlerini durdurmak.
Yine ateşkes dahilinde Türkmen Dağında yer aldığı her fırsatta iddia edilen sivil (!) Türkmenlerin bulunmaması da bir hayli ilgi çekici. Demek ki ABD ve Rusya, buradaki silahlı muhalif grupları ılımlı görmediği gibi, ya El Nusra ya da IŞİD içerisinde kabul ediyor, bilemedim. Artık gerekli çıkarımları siz yaparsınız.
Putin’in bir de diğer bir açıklaması var ki evlere şenlik! Diyor ki; biz bu ateşkes kararı Suudi Arabistan Kralı Selman ve Katar Emiri Hamad bin bilmem kim ile kordinasyon halinde aldık. Hani bizden habersiz kuş uçmazdı Ortadoğuda? (Pardon yukarıda da tekrarlamışım, iki kez yakındım, şık olmadı.)
Tabi Ateşkesin başladığı 27 Mart sabahı ilk iş El-Cezire’yi açıp saldırıların durumunu takip etmeye koyuldum. Arada “yandaş” diye adlandırıldığına nedense bir türlü anlam veremediğim bazı sosyal medya hesaplarına ve köşe yazarlarına göz attım. Bu tiplerin oluşturmak istedikleri algı; Suriye-Rusya ittifakınca ateşkesin daha ilk saatlerden bozulduğu, Esed ve zalım ve küffar Rusya’nın masum sivilleri bombaladığı yönünde. Tabi tahmin edeceğiniz üzere dünya basınında bu yalan ve iftiraları doğrulayan bir haber bile yok. Artık bu güruh neden tutuştuysa, bilemedim.
Nihayet, doğumumdan bu güne ilk kez bir savaşın Emperyalistlerce kaybedildiğine tanık olmanın bende yarattığı mutluluk ve umut paha biçilemez. Bu anlaşma Suriye konusunda Rusya’nın hamiliğinin ABD tarafından tanındığına işaret ettiği gibi artık muhattabın da Rusya olduğu anlamına geliyor. İkinci önemli çıkarım ise; çok değil daha 1-2 yıl önce Suriyede işgal planları kuran ABD’nin nihayet bu isteğinden vazgeçmiş olması.
Görünüyor ki Suriye – Rusya ittifakı kazandı. ABD, Suudi Arabistan ve Katar da bu zafere bir şekilde dahil edildi. Peki kim kaybetti?