Suriye sınırı ötesinde kurulacak güvenli bölgenin, LGBT eylemlerinin de zayıf da olsa tartışıldığı; birçok koalisyon ihtimalinin elendiği, partilerin yavaş yavaş saflarını belli ettiği, 4 siyasi partinin de meclis oturumunu yönetmek için aday belirlediği meclis başkanlığı tartışmalarının içerisinde bir haftayı daha tamamladık. Büyük ihtimalle ben bu yazıyı kaleme alırken başlayan meclis başkanlığı ilk ve 2. tur oylamaları da -eğer bir sürpriz olmazsa- olumsuz sonuçlandı.
Siyasi belirsizlik ortaya çıkalı 20 küsür gün olmuşken partiler neden hükümet kurma faaliyetlerini bir kenara bırakıp meclis başkanlığı yarışına girdiler? TBMM TV’de gördüğümüz üzere, bütün gün oturup basit yönetim işlerini yapmakla mükellef bir makam için neden seçim döneminde birbirlerine saydıran vekiller şimdi kapı kapı gezmeye, hayatta uzlaşamayacaklarını belirttikleri partilerden destek istemeye başladılar? Peki her ne kadar Anayasa madde 94, siyasi parti gruplarının meclis başkanlığı için aday gösteremeyeceği açık hükmünü içerirken, Anayasaya aykırı olarak 4 partinin de kendi adaylarını belirlediği bu yarışta kim, nasıl seçilebilecek? İşte bu çarşamba bunları elimden geldiğince izah etmeye çalışacağım.
Bu makamın neden partilerce bu kadar önemsendiğini izaha geçmeden önce nasıl seçileceğini amlatmakta fayda görüyorum. Anayasının 94. maddesinde düzenlenen işbu usül; toplamda 4 oylamadan oluşmakta. Meclisin dün yapmış olduğu ilk 2 oylamada 367 kişinin oyu aranmıştı. Herhangi bir adayın 367 oy alamaması halinde -çok büyük ihtimalle yapılan- 2. oylamada da yeniden herhangi bir aday 367 oya ulaşamazsa, çözüm bugüne kalmış olacak. AKP+CHP, AKP+CHP+HDP, AKP+CHP+MHP, AKP+MHP+HDP ittifaklarının ancak ulaşabileceği bu sayıya, CHP+MHP+HDP dahil AKP’nin bulunmadığı diğer hiçbir ittifak ihtimalinin ulaşması hali hazırda mümkün değil. İhtimalli konuşuyorum çünkü dediğim gibi, bu yazıyı kaleme aldığımda oturumlar başlamadı bile. Fakat hiçbir partinin tek başına bu rakama ulaşamadığı, yukarıdaki ittifak ihtimallerinin en azından il 2 tur için zayıf kaldığı bu oylamalardan -çok büyük bir sürpriz olmazsa- sonuç çıkmayacağını varsayarak devam ediyorum.
Bugün ise yapılan 3. oturumda 367 değil 276 oy aranacak. Bu rakama ise bildiğiniz üzere sadece AKP+herhangi bir parti ve CHP+MHP+HDP ittifakı ulaşabiliyor. Fakat bu oylamadan da herhangi bir sonuç çıkmayacağı, seçimin 4. oylamaya kalacağı kanaatindeyim. 4. oylama ise meclis geçici başkanlık divanının inisiyatifine bağlı olarak bugün yapılabileceği gibi, partilerin uzlaşı çabasına girebilmeleri için başka bir güne de bırakılabilecek.
- oylamada ise 3. oylamada en çok oy olan 2 aday oylamaya katılabilecek ve bunlardan en yüksek oy alanı yeni meclis başkanı olacak.
Yapılan bütün bu oylamaların gizli oy uslü ile yapılacağını, yani partilerin fire verme ihtimallerinin buluduğunu; HDP’nin adayı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın eski AKP’li olduğunu, MHP’nin adayı Ekmelleddin İhsanoğlunun CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı için çatı adayı olduğunu düşündüğümüzde çeşitli koalisyon ihtimallerinin gerçekleşebilme ihtimali en azından 3. veya 4. tur oylamalar için kuvvetli görünüyor.
Gelelim ülkenin 2 numaralı adamının neden bu kadar değerli olduğuna. Görev ve yetkileri Meclis İçtüzüğünün 14. maddesinde düzenlenen meclis başkanlığı, aslında çok fazla bir yetkisi ve görevi olmamasına rağmen özellikle bu dönem için hayati bir dönem taşımakta. Bildiğiniz üzere ismi yolsuzluk iddialarıyla anılan 4 eski bakanın yücedivana sevki için daha önceden mecliste yapılan soruşturma neticesinde AKP’nin oylarıyla sevk gerçekleşmemiş, yargı yolu kapanmıştı. İşte yeni meclis başkanı, aynı bakanlar için olası bir yeniden meclis soruşturulması açılması talebini red veya kabul hususunda inisiyatif sahibi olacaktır. Her ne kadar Anayasanın meclis soruşturmasının usulünün düzenlendiği 100. maddesi meclis başkanına böyle bir yetki vermese de, meclis gündemi ve oturumlardan sorumlu başkanın, “daha önce görüşülüp karar bağlandığı” gerekçesiyle “görüşmeye yer olmadığına” karar vererek reddetme yoluna gidebilecektir.
Ayrıca, sıradan her vatandaşın artık bilgi sahibi olduğu gece yarısı yasaları ve torba kanunların da önün alınabilmesi için önemli meclis başkanlığı.
Yine adı yolsuzluk iddialarıyla alınan bakanlar ile ilgili kurulabilecek olası bir meclis soruşturma komisyonun işi geciktirmeye çalışması halinde, komisyon başkanları ve üyeleri üzerinde ihtar hakkına sahip olacaktır.
Ek olarak, söz alma ve cevap verme hususlarında meclis başkanının olağanüstü geniş takdir yetkisine sahip olması da 13 yıldır bu anlamda yıpranmış muhalefet partileri için bir rövanş anlamı taşımaktadır.
Bunlar dışında; partilere irili ufaklı daha bir çok fayda sağlayacak bu makam, partiler için stratejik öneme sahip. Ne olur ne biter şimdiden kestirmek çok güç ama şunu söyleyebilirim ki, meclis başkanlığı hususunda partiler arası olası bir uzlaşı sağlanması ilerideki koalisyon görüşmelerini doğrudan etkileyecektir. Neler olup biteceğini bekleyip görmekten başka bir şansımız yok.
Konu dışında dünkü yazıma ek yapmak istiyorum; beni bu yazım üzerine ziyarete gelen, arayarak desteklediğini belirten doktorundan esnafına, öğrencisinden gurbetçisine herkese, yanlış düşünmediğimi bana hissettirdikleri için, destekleri için teşekkür ediyorum. Uzun zamandır ilk kez bu kadar mutlı olduğumu söyleyebilirim. Bütün çabamın cemaatimizin iyiliği ve geleceği için olduğu umarım anlaşılmıştır.